YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3581
KARAR NO : 2014/6235
KARAR TARİHİ : 13.05.2014
MAHKEMESİ : Bakırköy 4. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/12/2012
NUMARASI : 2010/318-2012/1143
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.03.2010 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar M.. G.. ve M.. V.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Karar, davalılar M.. V.. ve M.. G.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nda 6099 Sayılı Yasa ile 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik uyarınca, Tebligat Kanununun 10. maddesinde; “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir. (Ek fıkra:11.01.2011 – 6099 S.K./3.mad.) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.”
Tebligat Kanununun 21/2. maddesi gereğince; (Ek fıkra:11.01.2011 – 6099 S.K./5.mad) “Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.”
Tebligat Kanununun 35/1. maddesi gereğince; “Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.”
Tebligat Kanununun 35/2. maddesi gereğince; “Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.”
Tebligat Kanununun 35/4. maddesi gereğince ise; “Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmi kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır.”
Olayımıza gelince; açıklanan yasa hükümlerine göre, adres kayıt sisteminde adresleri tespit edilebilen taraflara Tebligat Kanunun 35. maddesine göre tebligat yapılması yerinde değildir.
Dava dilekçesi, davalı Özgür Musacalı’ya Tebligat Yasasının 35. maddesine göre tebliğ edilmiş olup, yukarıda açıklanan nedenlerle 6099 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra bu şekilde tebligat yapılması usulsüz olduğundan Özgür Musacalı’nın MERNİS adresine Tebligat Kanununun 10 ve 21. maddelerine uygun olarak dava dilekçesinin tebliği sağlanıp bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası incelenmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarını şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 13.05.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
B