YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3298
KARAR NO : 2014/4449
KARAR TARİHİ : 03.04.2014
MAHKEMESİ : Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/07/2013
NUMARASI : 2013/681-2013/773
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04/07/2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil veya tazminat, birleştirilen dava ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın reddine dair verilen 19/07/2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili ile davalı-birleştirilen dosya davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Asıl dava, davacı kooperatif ile davalı B.. B.. arasında yapılan tahsis protokolü gereğince gecekondu önleme bölgesi alanında olan davacı kooperatife tahsis edilen ve bedeli ödenen taşınmaların davalı belediye başkanlığı tarafından Hazineden alınarak davacı kooperatife verilmediği gerekçesiyle tapu iptali ve tescil kabul edilmediği takdirde tazminat isteğine ilişkindir.
Birleştirilen dava, dava konusu parsellerin 1994 yılında kurulan davacı belediyenin sınırları içerisinde olduğu, davacının Büyükçekmece ve Gürpınar Belediyelerinin halefi olarak dava konusu parseller bakımından işgalci durumuna düştüğü, mülkiyet ve tazminat taleplerinin muhatabı durumuna geldiği gerekçesiyle ..adet .. ada .. ada.. ada …ada ..ada .. parsel sayılı kadastral parsellerin Hazine adına olan tapu kayıtlarının iptali ile belediye adına tescili isteğine ilişkindir.
Davalı Hazine vekili, mülkiyeti M.. H..ne ait olan taşınmazların belediyenin tasarrufu sonucu bedeli ödenmeden 3. şahsa devredilmesinin söz konusu olmadığı gerekçesiyle davanın reddini savunmuştur.
Davalı B.. B.. vekili, belediyenin devrin gerçekleşmemesinde kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, davalı B.. B.. yönünden pasif dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddine, birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Hazine vekili ile davalı-birleştirilen dosya davacısı B.. B.. vekili temyiz etmişlerdir.
6100 sayılı HMK’nın “Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi” başlıklı 294. maddesinde açıklandığı üzere;
“Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür.
Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur.”
Aynı yasanın “Hükmün kapsamı” başlıklı 297. maddesi gereğince;
“Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”
Ve, “Hükmün yazılması” başlıklı 298. maddesi gereğince de;
“Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.”
Temyiz edilen gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olduğu görülmüştür.
10.4.1992 tarihli ve 1991/7-1992/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararında kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni oluşturacağı, bozmadan sonra mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmasızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile vicdani kanaatine göre karar verebileceği öngörülmüştür.
Somut olayda, hüküm sonucunun 7. sayfasında “eski .. ada . parselin gittisi .. ada ..” olan parsel numarasının gerekçeli kararda” eski .. ada .. parselin gittisi …ada .. parsel” olarak, hüküm sonucunun 8. sayfasında “eski .. ada .. parselin gittisi … ada .” olan parsel numarasının gerekçeli kararda “eski ..ada .. parselin gittisi .. ada parsel” olarak, kısa kararın 10. sayfasında “eski .. ada .. parselin gittisi .. ada.. olan parsel numarasının gerekçeli kararda “eski .. ada ..parselin gittisi .. ada .. parsel” olarak belirtildiği, hüküm sonucunda yer almayan “eski .. ada .. parselin gittisi .. ada .. parsel” olarak gerekçeli karara eklendiği, ayrıca daha başka parsel numaralarının da hüküm sonucu ile gerekçeli kararda farklı olarak belirtildiği görülmektedir.
Bu itibarla, her ne kadar mahkemece kısa kararda maddi hata yapıldığından gerekçeli kararda düzeltildiği belirtilmiş ise de yukarıda yapılan açıklamalar neticesinde gerekçeli karar ile hüküm sonucunun çelişkili olması nedeniyle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 03.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.