Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/3178 E. 2014/6112 K. 12.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3178
KARAR NO : 2014/6112
KARAR TARİHİ : 12.05.2014

MAHKEMESİ : Tarsus 2. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/12/2013
NUMARASI : 2013/1078-2013/1164

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.12.2013 gününde verilen dilekçe ile yargılamanın yenilenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 31.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı N.. K.. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, 35 parsel sayılı taşınmazdaki ortaklığın giderilmesi için açılan davada davalının diğer hissedarların kimlik bilgilerinin tespit edilemediğini iddia ederek kayyım atanmasını talep ettiği, bu talebin yerinde görülerek davalılara malmüdürünün kayyım olarak atanmasından sonra ortaklığın satış suretiyle giderilmesine dair verilen hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği davacının adına kayyım atanan hissedar Salih kızı Meryem’in mirasçısı olduğunu, 09.03.2011 tarihli protokol gereğince davalının bunu bildiği halde ortaklığın giderilmesi davasında davalıların kimlik bilgilerinin tespit edilemediğini iddia ettiğini, müvekkilinin yapılan yargılamadan haberdar olmadığını, satış ihalesinden sonra davalının taşınmazın satın alması ile bu durumdan haberdar olduğunu, HMK’nın 374 vd. maddeleri uyarınca Tarsus 2. Sulh Mahkemesinin 01/11/2012 tarih 2011/1586 Esas 2012/1047 sayılı kesinleşen hükmünün iptali ile yargılamanın iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kesinleşen kayyım kararına itiraz edilemeyeceği, davacının yargılamanın yenilenmesi talebinin HMK’nın 374 vd. maddelerinde sayılan sebeplerden olmadığı HMK’nın 320/1 maddesi uyarınca duruşma açmadan dosya üzerinden davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, HMK’nın 374 ve devamı maddelerinde düzenlenen yargılamanın iadesi istemine ilişkindir. Bu nedenle yargılamanın iadesi istenen kesinleşmiş hükmün taraflarının bu davada da taraf olarak yer alması zorunludur.
Olayımızda yargılamanın iadesi istenen davada Tarsus 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 01.11.2012 tarih ve 2011/1586 Esas 2012/1047 Karar sayılı ilamında adı geçen davalılar; “Salih kızı Meryem, Ramazan oğlu Yusuf, Mehmet kızı Senem, Resul kızı Ayşe” isimli hisedarları temsilen Malmüdürü Ömer Coşkun kayyım olarak atandığı halde yargılamanın iadesi dosyasında taraf olarak gösterilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece yukarıda adı geçen, ortaklığın giderilmesi davasında taraf olan kişilerin de davaya dahil edilmesi ve taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 12.05.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.