YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3091
KARAR NO : 2014/6169
KARAR TARİHİ : 12.05.2014
MAHKEMESİ : Serik 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/11/2013
NUMARASI : 2007/362-2013/695
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.03.2007 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, dava konusu 156 ada 44 parsel sayılı taşınmazın aynen taksimi, olmazsa satış suretiyle ortaklığının giderilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalılar, dava konusu taşınmazın aynen taksiminin mümkün olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Fen ve inşaat bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazın aynen taksiminin mümkün olmadığı bildirilmiştir.
Serik Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 25.06.2012 tarihli 2055-2792 sayılı cevabi yazısında, dava konusu taşınmazın imar planı içerisinde olduğu, imar durumuna göre yolda kalan kısmın kamuya terk halinde ifrazının mümkün bulunduğu belirtilmiştir.
Belediyeden gelen yazı cevabı üzerine davacı davanın kabulünü, davalılar ise davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.
Paydaşlığın giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ve tarım arazilerinin niteliği ile imar mevzuatına göre aynen
bölüşmenin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz.
Aynen bölünerek paylaştırmanın (taksimin) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para (ivaz) eklenerek denkleştirme sağlanır. Davada paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez.
Aynen bölünerek paylaştırma (taksim) halinde teknik bilirkişiye ifraz (taksim) projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz Belediye veya mücavir alan hudutları içerisinde ise Belediye Encümeninden karar alınmak suretiyle belediyeden, Belediye dışında ise İl İdare Kurulundan İmar Yasası ve Yönetmeliğine göre bölüşmenin (taksimin) mümkün olup olmadığı sorulur. İfraz projesinde kimlere nerelerin verileceği konusunda paydaşlar anlaşamazlar ise hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir.
Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekir.
Somut olayda; dava konusu 156 ada 44 parsel sayılı taşınmazın imar planına göre yola terkinden sonra aynen taksiminin mümkün olduğu Serik Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 25.06.2012 tarihli 2055-2792 sayılı cevabi yazısı ile bildirildiğinden yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde taraflara yola terke razı olup olmadıkları sorulmalı, razı oldukları takdirde bilirkişi tarafından hazırlanacak taksim krokisinin onay makamı olan belediye encümenine gönderilerek alınacak cevaba göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının yatıranlara iadesine, 12.05.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.