Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/2972 E. 2014/7060 K. 28.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2972
KARAR NO : 2014/7060
KARAR TARİHİ : 28.05.2014

MAHKEMESİ : Akçadağ Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/05/2013
NUMARASI : 2006/209-2013/107

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.09.2006 gününde verilen dilekçe ile dava konusu taşınmazın mera olarak sınırlandırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne kısmen açılmamış sayılmasına dair verilen 09.05.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, taşınmazın davacı köy adına mera olarak sınırlandırılması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulune, karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 50. maddesi gereğince medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine de sahiptir. Aynı kanunun 51. maddesine göre de dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir.
4721 sayılı TMK’nın 47, 48, 49 ve 50. maddelerinde de tüzel kişiliğin kazanılması, hak ehliyeti ile fiil ehliyeti ve bunun kullanılmasına ilişkin hükümler yer almaktadır.
442 sayılı Köy Kanununun 37/7. maddesi uyarınca da köy tüzel kişiliği adına dava açmak ve açılan davayı takip yetkisi ile köy aleyhine açılan davalarda köyü temsil yetkisi köy muhtarına aittir. Köy muhtarının hukuki bir engelinin çıkması durumunda bu yetki aynı Kanunun 33/b maddesine göre köy derneğinin seçeceği temsilciye tanınmıştır.
Kural olarak, meraların kuru mülkiyeti Hazineye, yararlanma hakkı köy ve belediyelere aittir. 06.12.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6360 sayılı “Ondört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmialtı İlçe
Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 1. maddesinde; 1- “Aydın, Balıkesir,
Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Ordu,
Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.”
2- “Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Mersin, Sakarya ve Samsun büyükşehir belediyelerinin sınırları il mülki sınırlarıdır.”
3- “Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Aynı Kanunun geçici 1. maddesinin 13. fıkrasında 1. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesinin taraf olacağı belirtilmiştir.
Kanunun “Yürürlük” başlıklı 36. maddesi uyarınca da geçici 1. maddenin onüçüncü fıkrasının ilk mahalli idareler genel seçim tarihi olan 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe girdiği görülmektedir.
Somut olaya gelince; davada gerek davacı gerekse davalı köylerin 6360 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen ilgili maddeleri uyarınca mahalle olarak bağlı bulundukları Akçadağ İlçesi Belediyesine katıldıkları ve tüzel kişiliklerinin son bulduğu, başka bir deyişle davada taraf ehliyetlerinin kalmadığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar Kanunun geçici 1. maddesinin 13. fıkrasında tüzel kişiliği kaldırılan köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesinin taraf olacağı belirtilmekte ise de davada taraf olan davacı, ve davalı köylerin tamamının tüzel kişilikleri sona ermiş ve katıldıkları A.. İlçe Belediyesinde birleşmiştir. Hal böyle olunca, 6360 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucunda tüzel kişilikleri kaldırılarak mahallelere dönüştürülen tarafların davasında Akçadağ İlçe Belediyesi taraf olacağından “davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulması için kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenin katıldığı İspir Belediyesine iadesine, 28.5.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.