Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/2847 E. 2014/7112 K. 29.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2847
KARAR NO : 2014/7112
KARAR TARİHİ : 29.05.2014

MAHKEMESİ : Durağan Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/12/2013
NUMARASI : 2012/193-2013/238

Davacı-birleştirilen davalı vekili tarafından, davalı-birleştirilen davacılar aleyhine 30.12.2010-16.08.2011 gününde verilen dilekçeler ile temliken tescil, birleştirilen dava ile alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; temliken tescil isteğinin reddine dair verilen 17.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-birleştirilen davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_K A R A R_

Dava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı temliken tescil, birleştirilen dava alacak isteğine ilişkindir.
Davacı M.. S.., kardeşleri Orhan, İzzet ve H.. S.. aleyhine açtığı dava ile murisi babası adına kayıtlı olan taşınmaz üzerine davalıların bilgisi ve izni ile bina inşa ettiğini ve bina değerinin arsa değerinden fazla olduğunu ileri sürerek Türk Medeni Kanununun 724. maddesi uyarınca taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Birleştirilen davada davacılar Orhan, İzzet ve H.. S.., kardeşleri M.. S.. aleyhine açtıkları dava ile dava konusu taşınmaz üzerindeki binanın tek başına kira gelirini alan davalıdan miras payı oranında kira alacağının tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkemece, dava konusu taşınmaz tarafların ortak murislerinden intikal ettiğinden Türk Medeni Kanununun 724. maddesi hükmü gereğince iyiniyet koşulunun gerçekleşmediği, yapının tarafların ortak işlerinden elde ettikleri ortak gelir ile yapıldığı dolayısıyla davacının yapı ve malzeme maliki de olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemesi Kanununun 388. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesine göre; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”.
Somut olayda; davacı tarafından temliken tescil isteğine dayalı tapu iptali ve tescil, davalılar tarafından dava konusu taşınmaz üzerindeki binanın kira gelirinden davacının tek başına yararlandığı iddiasına dayalı alacak davası açılmıştır. Mahkemece, her iki davanın 08.01.2013 tarihinde birleştirilmesine karar verilmesine rağmen birleştirilen dosya ve davalısı hakkında herhangi bir hüküm kurulmamış davacı tarafından bu yöne ilişkin olarak temyiz isteminde bulunulmuştur.
Birleştirilen dosya hakkında herhangi bir hüküm kurulmamış olması usul hükümlerine aykırı olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 29.05.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.