Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/2591 E. 2014/6802 K. 23.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2591
KARAR NO : 2014/6802
KARAR TARİHİ : 23.05.2014

MAHKEMESİ : Kınık Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 11/09/2012
NUMARASI : 2009/152-2012/143

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.10.2009 gününde verilen dilekçe ile intifa hakkına dayalı elatmanın önlenmesi, tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tazminat yönünden davanın kısmen kabulüne, elatmanın önlenmesi talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, dair verilen 11.09.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı G.. Gaz San. A.Ş. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_K A R A R_

Davacı, 1.. parsel sayılı taşınmazda intifa hakkı sahibi olduğunu, davalı bayisi T.. Y.. bayilik sözleşmesine aykırı davranarak kendilerinin onayı olmadan diğer davalı G.. Gaz. San. Tic. AŞ.’den temin ettiği otogazı intifa hakkına konu alanda sattığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi, otogaz tesislerinin kaldırılması ve fazlaya dair haklarını saklı tutarak 10.000 lira ecrimisilin davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 7.671,52 TL ecrimisil alacağının davalılardan tahsiline, elatmanın önlenmesi talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmü, davalı G.. Gaz. San. Tic. A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
İntifa hakkı; başkasına ait bir eşya, hak veya mal varlığı üzerinde belirli bir kişiye tam olarak yararlanma olanağını sağlayan bir irtifak türüdür. TMK’nın 794. maddesi uyarınca bu hak sahibine konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlar. Hak sahibi tam yararlanma yetkisi kapsamında haksız elatmanın önlenmesini ve ecrimisil isteme olanağına sahiptir. Bu isteği ise intifa hakkı sahibinin hakkı üzerinde muaraza çıkartan yana dava açılarak yöneltmesi gerekir. Başka bir deyişle, davadaki hasım intifa hakkı sahibini o eşyadan tam yararlanma hakkını engelleyen kişidir.
Somut olaya gelince; davacı şirket ile davalı T.. Y.. arasında bayilik sözleşmesi bulunmaktadır. İntifa hakkı sahibi davacı şirket bu hakkın kendisine sağladığı kullanımı bayilik sözleşmesi olan T.. Y..’ya devretmiştir. T.. Y.. aynı zamanda davalı G.. Gaz. San. Tic. A.Ş.’nin bayiisi olarak intifa hakkına konu taşınmaz üzerinde LPG satışı yapmaktadır.
Görülüyor ki, davalı şirketin davacının intifa hakkı sahibi olduğu petrol istasyonuna aktif bir elatması yoktur. Burada davalıya ait LPG ürününü pazarlayan ve bayilik sözleşmesine aykırı davranan yan T.. Y..’dır. Davacı da ancak bu davalıya karşı elatmanın önlenmesi isteminde bulunabilir.
Diğer yandan ecrimisil; 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre haksız eylemden doğan bir işgal tazminatıdır.
Davacı intifa hakkına konu taşınmazda otogaz tesislerinin bulunması nedeniyle 10.000 TL ecrimisil talep etmiş, mahkemece ecrimisil miktarını saptamak için bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişiler davacı ve davalı T.. Y.. arasındaki 25.01.2008 tarihli bayilik sözleşmesinin 2. maddesinden hareketle davacının mahrum kaldığı karı hesaplamışlardır. Sözü edilen 2. maddeye göre; bayinin akaryakıt istasyonunda münhasıran şirketten veya şirketin tayin edeceği kaynaklardan alacağı ürünleri satacağı kararlaştırılmış, bu madde hükmüne aykırılık halinde ise bayinin şirketin mahrum kaldığı karı karşılayacağı hüküm altına alınmıştır. Bilirkişiler dayanak yaptıkları hükümden hareketle, bayi davalı otogaz ürünlerini davacıdan temin etmiş olsa idi davacının bu ticari ilişkiden elde edeceği karı ve faizini hesaplamışlar ve mahkemece de hesaplanan 7.671,52 TL hüküm altına alınmıştır.
Yukarıda da değinildiği gibi, ecrimisil taşınmazın haksız işgal tazminatıdır. Diğer bir anlatımla, davacının tarafı olmadığı bir sözleşmeden kaynaklanan olası kar kaybı ecrimisilin konusu olamaz.
Yapılan tüm bu açıklamalar karşısında, mahkemece davalı G.. Gaz. San. Tic. A.Ş.’nin davada pasif dava ehliyetinin bulunmaması nedeniyle bu davalı aleyhine açılan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 23.05.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.