Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/2509 E. 2014/5603 K. 30.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2509
KARAR NO : 2014/5603
KARAR TARİHİ : 30.04.2014

MAHKEMESİ : Ankara 5. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/12/2013
NUMARASI : 2011/2195-2013/1484

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.09.2011 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davalı M.. G.., ortaklığın satılarak giderilmesini istemiş, diğer davalı E.. B.. vekili muhdesatların aidiyetinin ispatı gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile ortaklığın satılarak giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı E.. B.. vekili ile Ç.. B.. vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%…..) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Somut olaya gelince; mahkemece her ne kadar tanık dinlenerek muhdesatın aidiyetine karar verilmiş ve buna göre oran kurulmuş ise de dosya kapsamına göre muhdesatın aidiyeti konusunda tapu kaydında şerh olmadığı gibi paydaşların muhdesatın aidiyeti konusunda ittifaklarının da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında mahkemece muhdesat iddiasında bulunanlara muhdesatların aidiyetinin tespiti davası açmak üzere süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 30.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.