Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/2375 E. 2014/6365 K. 14.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2375
KARAR NO : 2014/6365
KARAR TARİHİ : 14.05.2014

MAHKEMESİ : Adana 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/09/2013
NUMARASI : 2012/388-2013/471

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.04.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil olmaz ise alacak istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 30.09.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_K A R A R_

Dava, tapu kaydının iptali ile tescil istemine ilişkindir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, nişanlılıktan kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasında aile mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi hükmü gereğince Aile mahkemeleri 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun Üçüncü Kısmı hariç olmak üzere İkinci Kitabı ile 03.12.2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanuna göre aile hukukundan doğan dava ve işleri görmekle görevlidir.
Somut olayda ise; davacı Almanya’da şirket sahibi olduğunu, davalının şirketinde maaşla çalıştığını, davalı ile anlaşarak nişanlandıklarını, evlilik hazırlığı yapmak üzere Turkiye’den taşınmaz mal edinmek amacıyla davalıya inanarak ve güvenerek Almanya’dan para gönderdiğini, davalının dava konusu taşınmazları kendi adına tescil ettirdiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir. 6100 sayılı HMK’nın 33. maddesi hükmü gereğince bir davada olayları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ise hakime aittir. Davaya konu taşınmazların davacının mal edinmek amacıyla gönderdiği para ile alındığı iddiası ileri sürüldüğünden dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Diğer taraftan HMK’nın 2. maddesi gereğince dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davaların asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiğinden inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davalarında da asliye hukuk mahkemesi görevlidir.
Mahkemece değinilen bu husus gözetilmek suretiyle işin esasına girilip, inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken davanın aile mahkemesinin görevli olduğundan söz edilerek reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, 14.05.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.