YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2319
KARAR NO : 2014/6404
KARAR TARİHİ : 14.05.2014
MAHKEMESİ : Kırşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/10/2012
NUMARASI : 2012/103-2012/306
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.04.2012 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.10.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalı, zamanaşımı nedeniyle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 29.) maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 237.) maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 146.) maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez.
Somut olayda, dava konusu Kırşehir 1. Noterliğinin 02.06.1997 tarihli ve 7995 yevmiye no’lu düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesinde, taşınmazın alıcının tasarrufu altında olduğu belirtildiğinden zamanaşımı savunması ve bu yöndeki mahkeme gerekçesi yerinde değildir.
Mahkemece, işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 14.05.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.