YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2129
KARAR NO : 2014/7031
KARAR TARİHİ : 27.05.2014
MAHKEMESİ : Bayramiç Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2013
NUMARASI : 2012/160-2013/255
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 27.07.2012 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı B.. Y.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Davacı, 17 parsel sayılı taşınmazının genel yola bağlantısı bulunmadığını ileri sürerek, davalılara ait taşınmazlardan geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, 17 parsel sayılı taşınmaz lehine, 9 parsel sayılı taşınmaz üzerinden bilirkişi raporunda 4 nolu güzergah olarak belirtilen yerden geçit kurulmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalı B.. Y.. temyiz etmiştir.
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Mahkemece uygun geçit yeri saptanırken öncelikle taraf yararlarının gözetilmesi gerekir. Zira, geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil objektif esaslara uygun belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Geçit davalarında fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi uyarınca yüzölçümü daha büyük olan parseller üzerinden geçit kurulamsı tercih edilmelidir.
Somut olaya gelince; davaya konu 17 parsel sayılı taşınmaza komşu 8 parsel sayılı taşınmaz ile 10 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümlerinin, aleyhine geçit kurulan 9 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünden daha fazla olduğu açıkça anlaşıldığından 17 parsel sayılı taşınmazın geçit ihtiyacının yüzölçümü daha büyük olan 8 parsel sayılı taşınmaz üzerinden, mümkün olmadığı takdirde 10 parsel sayılı taşınmaz üzerinden karşılanıp karşılanamayacağı araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 27.05.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.