Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/1989 E. 2014/5587 K. 30.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1989
KARAR NO : 2014/5587
KARAR TARİHİ : 30.04.2014

MAHKEMESİ : Adana 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/07/2013
NUMARASI : 2011/688-2013/459

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 01.08.2011 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 03.07.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı M… Y… vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteğinin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalı, satış vaadi sözleşmesinin taşınmaz mülkiyetinin devredilmesi amacı ile değil alacağın teminatı olmak üzere yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, satış vaadi sözleşmesinin alacağın teminatını teşkil etmek üzere muvazaalı olarak yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile TMK’nın 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde TMK’nın 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Somut olayda, davalı dava konusu satış vaadi sözleşmesinin borcun teminatı olarak yapıldığını savunmuş ve mahkemece de bu savunmaya itibar edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de sözleşmenin tarafları muvazaalı işlem savunmasında bulundukları takdirde bu iddia sözleşme ile aynı güçte yazılı bir belge ile kanıtlanmalıdır. Muvazaalı işlem iddiasını üçüncü kişi ileri sürdüğünde ise bunun her türlü delille kanıtlanması imkanı vardır. Davalı, sözleşmenin tarafı olduğundan savunmasını ancak satış vaadi sözleşmesi ile aynı ispat gücüne sahip bir delille ispat etmesi gerekir. Davalı tarafça tanık delili dışında yukarıda belirtilen nitelikte bir delil sunulamadığı için sözleşmenin geçersizliği kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 30.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.