YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1923
KARAR NO : 2014/6029
KARAR TARİHİ : 08.05.2014
MAHKEMESİ : Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/05/2013
NUMARASI : 2012/417-2013/219
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.09.2012 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın görev yönünden reddine dair verilen 10.05.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, mülkiyeti Hazineye ait 10158 parsel sayılı taşınmazın Güngören Belediyesi’nin meclis ve encümen kararları ile tasarruf edilmek üzere davacı spor kulubüne yetki verildiğini, bu yetkiye dayanılarak üçüncü kişilere kiralandığını, son olarak on yıllığına Namık Çildoğan’a kiraya verildiğini, sürenin dolmasının ardından ihaleyi yeniden davacı spor kulübünün aldığını, N. Ç.’ın ihtara rağmen kira sözleşmesi imzalamaya gelmediğini, bu nedenle önceki sözleşmesinin feshedildiğini, bu kişi tarafından davalıya kiraya verilen taşınmazların sözleşmelerinin de sona erdiğini, davalının haksız işgalci durumuna düştüğünü ileri sürerek herhangi bir haklı sebebe dayanmadan mecuru işgal eden davalıdan 21.476,00 TL ecrimisilin tahsiline, elatmasının önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazı hiç kullanmadığını, kira sözleşmesinin bulunmadığını, gelir elde etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kira ilişkisinden kaynaklanan alacak davası olduğu gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, mahkemenin görevsizliğine, sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince, bu kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemelerinin görevli mahkeme olduğu, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ve şahıs varlığına ilişkin davalarda aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemeleri görevli olacağı hükmü getirilmiştir.
HMK’nın 4/1a maddesinde; kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların sulh hukuk mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir.
HMK’nın zaman bakımından uygulanmasına ilişkin 448/1 maddesinde de bu kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanması öngörülmüş, Geçici 1/1 maddesine göre de yargı yolu ve göreve ilişkin hükümlerinin kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış davalarda uygulanmayacağı ifade edilmiştir.
Bu durumda 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılan davalarda görevle ilgili olarak 6100 sayılı HMK’nın hükümlerinin uygulanması gerekir.
Somut olaya gelince; dava konusu 10158 parsel sayılı taşınmaz Maliye Hazinesine ait olup 29 yılllığına Güngören Belediyesi lehine irtifak hakkı bulunmaktadır. Güngören Belediyesi’nin davacı spor kulubüne ihale ile tasarruf yetkisi verdiği, davacı tarafından bu yetkiye dayanılarak Namık Çildoğan’a kiralandığı, bu kişinin de üçüncü kişilere kiraya verdiği, Namık Çildoğan ile yapılan kira sözleşmesinin feshedildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı taraf, davalının kira sözleşmesinin tarafı olan Namık Çildoğan’dan dava konusu taşınmazı kiraladığı, kira sözleşmesinin feshedildiği gerekçesiyle davalının haksız işgalci durumuna düştüğü belirtilerek dava dilekçesinin sonuç ve talep kısmında ecrimisil talep etmiş, davalı taraf ise dava konusu taşınmazı kiralamadığını, herhangi bir illiyet bağı bulunmadığını, haksız olarak müdahale etmediğini savunmuştur. Bu durumda, taraflar arasındaki uyuşmazlık kira sözleşmesinin tarafları arasındaki kira ilişkisinden kaynaklanan alacak davası olarak nitelendirilemez. Dava, malvarlığı hakkına ilişkin olduğundan ve 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açıldığından asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Mahkemece, işin esasına girilerek oluşan sonuca göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 08.05.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi