Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/1699 E. 2014/2809 K. 04.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1699
KARAR NO : 2014/2809
KARAR TARİHİ : 04.03.2014

MAHKEMESİ : Kazan Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/11/2012
NUMARASI : 2012/161-2012/331

Davacı vekili tarafından, davalı Tapu Müdürlüğü aleyhine 20.06.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgisi düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.11.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı idare vekili temyiz etmiştir.
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Tapu Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır.
Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus Müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.
Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.
Tapu Müdürlüğü yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır.
Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; yaptırılan nüfus ve zabıta araştırmaları hüküm kurmaya yeterli olmadığı halde bu araştırmalara dayalı olarak hüküm kurulduğu görülmüştür. Bu itibarla mahkemece Nüfus Müdürlüğü’nden “taşınmazların bulunduğu S.. Köyü ile Ö.. Köyü’nde tapu kayıtlarında malik görünen Yakup oğlu Ç.. Ö.. ve Y.. oğlu C.. Ö.. ile aynı kimlik bilgilerini taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı” sorularak ayrıca bu konuda zabıta araştırması da yaptırılarak aynı kimlik bilgilerine sahip kişi veya kişiler var ise bu kişiler veya mirasçıları duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlar üzerinde mülkiyet iddiaları bulunup bulunmadığı konusunda dinlenmeli, yukarıda belirtilen ilkelere uygun inceleme ve araştırma yapılıp kayıt maliki ile ismi düzeltilmesi istenen kişinin aynı kişi olup olmadığı kesin bir şekilde saptandıktan sonra neticesine göre bir karar verilmelidir.
Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; infazda tereddüt oluşturacak şekilde dava konusu taşınmazların tapu sicilinde kayıtlı olduğu ada numaraları belirtilmeksizin sadece parsel numaraları belirtilmek suretiyle hüküm tesisi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 04.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.