Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/16785 E. 2015/5557 K. 15.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16785
KARAR NO : 2015/5557
KARAR TARİHİ : 15.05.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.12.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda yapılan duruşma sonunda; kısmen karar verilmesine yer olmadığına, kısmen reddine dair verilen 07.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacı, dava konusu 1 parsel sayılı taşınmazı dava dışı Mehmet Şimşek’ten satın aldığını, köyde oturduğunu ve bu konuda kardeşler arasında çekişme bulunmadığından taşınmazın davalı adına tescilinin sağlandığını, davalı ile birlikte taşınmaz üzerinde 3 katlı bina yaptıklarını, kardeşler arasında uyuşmazlık çıkınca oturduğu evden atıldığını, taraflar arasında 21.09.2005 tarihli bir belge düzenlendiğini ileri sürerek, 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini, 02.04.2008 ve 01.07.2008 tarihli duruşmalarda halen oturduğu bağımsız bölümün adına tescilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak 135 ada 1 sayılı parselin tapusunun kısmen iptali 1/3 hissesinin davacı … adına, 2/3 hissesinin davalı … adına bırakılmasına dair verilen kararın Dairemizin 2013/6203 Esas, 12131 Karar sayılı ilamı ile onanmış olması nedeniyle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dairemizin 2013/6203 Esas sayılı ilamı ile, davacının dava konusu taşınmazdaki muhdesatın tespiti ve belirlenmesinin tapu siciline yansıtılmasına ilişkin hükmü bozmuş olması nedeniyle davacının muhtesat tespiti ve belirlenmesinin tapu siciline yansıtılmasına ilişkin davasının reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir.
Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür. Bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerekir. Mahkemece bu husus gözetilmeden, hükmün diğer yönlerinin kesinleşmiş olduğundan bahisle “aynı konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.05.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.