Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/16444 E. 2014/14890 K. 26.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16444
KARAR NO : 2014/14890
KARAR TARİHİ : 26.12.2014

MAHKEMESİ : Mudanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/01/2013
NUMARASI : 2012/339-2013/7

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.03.2009, 09.04.2009 ve 25.04.2009 gününde verilen dilekçeler ile haciz şerhinin terkini istenmesi üzerine asıl ve birleştirilen davalarda bozma ilamına uyularak yapılan muhakeme sonunda; asıl davanın kabulüne, birleştirilen davaların konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 15.01.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı C.. E.. vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 16.12.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. . . geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü açıklaması dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KA R A R
Davacı İftade, 10.06.2004 tarihinde üye olduğu dava dışı kooperatifte yapılan kura çekimiyle (B) blok 6 numaralı bağımsız bölümün kendisine isabet ettiğini, kooperatif tarafından tapu devri yapılmadığından 07.01.2009 günü kesinleşen Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/30 Esas sayılı kararıyla adına tesciline karar verildiğini, taşınmazın tapu kaydında Bursa 6. İcra Müdürlüğü’nün 2008/9056 sayılı dosyasıyla alacaklı davalı Cumali yararına haciz şerhi bulunduğunu, taşınmazın mülkiyetini üye olmakla kazandığını ileri sürerek haciz şerhinin terkinini istemiştir.
Birleştirilen Bursa 1.ve 2. Asliye Hukuk Mahkemelerindeki davalarda da davacı İftade, aynı gerekçelerle taşınmazın tapu kaydı üzerine Bursa 4. İcra Müdürlüğü’nün 2008/94754 sayılı dosyasıyla alacaklı davalı Asım ve Bursa 1. İcra Müdürlüğü’nün 2006/10974 sayılı dosyasıyla alacaklı davalı Osman yararına konulan haciz şerhlerinin terkinini istemiştir.
Davalılardan Cumali, dava dışı kooperatiften alacağının 04.09.2002 tarihinde doğduğunu, davacının kooperatife daha sonra üye olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, asıl davanın kabulüne; birleştirilen davalarda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Cumali vekili temyiz etmiştir.
Asıl ve birleştirilen davalar, tapu kaydındaki haciz şerhlerinin terkini istemine ilişkindir.
Haciz, kesinleşmiş icra takibinin konusu olan bir alacağın ödenmesini teminen borçluya ait ve haczi kabil bulunan mallara bir bakıma takibi yapan icra müdürlüğünün elkoyması işlemidir.
İcra İflas Kanununun 91. maddesi hükmü gereğince gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında ilişki kurulur ve tasarruf yetkisi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi anlamında kısıtlanmış olur. Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle hak sahibine eşya üzerinde dolaylı da olsa hâkimiyet kurma hakkı sağlamaz ise de tasarruf yetkisinin dar anlamda kısıtlanması sonucunu doğurduğundan taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir.
Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de taşınmaz kaydının terkini mümkündür.
Somut uyuşmazlıkta, kat irtifakı kurulu 1 parsel sayılı taşınmazdaki (B) blok 6 numaralı mesken niteliğindeki taşınmaz davacı adına 15.01.2009 tarihinde hükmen tescil edilmiştir. Tescilin dayanağı 14.08.2007 tarihinde dava açılarak 30.07.2008 günü karara bağlanan ve 06.01.2009 günü kesinleşen Bursa 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/30-353 sayılı kararıdır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 2/2 maddesi gereğince “Yapı kooperatifleri ile konusuna taşınmaz mal temliki dahil bulunan diğer kooperatiflerin anasözleşmelerinde ortaklara taşınmaz mal temlik edileceği hakkındaki taahhütler başka bir resmi şekil aranmaksızın muteberdir.” Anılan bu yasa hükmü ile kooperatif ortağına ortaklık kişisel hak kazandırır, ayni hak ancak tescil ile kazanılır. TMK’nın 705. maddesi gereğince de mülkiyetin miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma ve yasada öngörülen hallerde tescilden önce yazılır. Kooperatifi ortaklığı mülkiyetin kazanılması için yeterli değildir. Mülkiyet hakkını kazandırıcı hükümler yenilik doğurucu nitelikte olup, mülkiyetin geçirilmesi için hükmün şekli anlamda kesinleşmiş olması gerekir. Bursa 6. İcra Müdürlüğünün 2008/9056 sayılı dosyasına dayanarak taşınmazın tapu kaydına 19.09.2008 tarihinde haciz şerhi işlendiği görülmektedir. Ayrıca, davalı alacaklı Cumali yararına muvazaalı biçimde icra takibi yapılarak taşınmaza haciz konulduğu da ileri sürülmemiştir. Dolayısıyla, davacı taşınmazın mülkiyetini kazanmadan önce davalı yararına haciz şerhi tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, yukarıda belirtilen nedenlerle davanın reddi gerekirken davalı yararına tesis edilen haciz şerhinin terkinine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm BOZULMASINA, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.