Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/16324 E. 2015/7194 K. 29.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/16324
KARAR NO : 2015/7194
KARAR TARİHİ : 29.06.2015

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 29.09.2014 gün ve 2014/9559 Esas, 2014/10524 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Somut olayda; dava konusu ipoteğin, 5832 ilâ 5845 parsel sayılı taşınmazlarda …… Belediyesinin 28.10.2004 tarihli ve …… sayılı Encümen kararına dayalı olarak yaptığı imar uygulaması sonucu tesis edildiği; farklı bir ifadeyle, belirtilen parsellerde davalının kayden malik olduğu payın bu uygulamayla dava konusu 1124 ada 2 sayılı imar parseline ipotek tesisiyle yansıtıldığı anlaşılmaktadır. Açıklanan bu niteliğine göre ipotek, imar düzenlemesiyle tesis edilen kanuni ipotektir.
Öte yandan, anılan idari işlemin ……. İdare Mahkemesinin 03.07.2007 tarihli ve 2005/1496 Esas, 2007/1878 Karar sayılı ilamıyla iptaline karar verildiği ve hükmün kesinleştiği görülmektedir. Ayrıca bu iptal kararının genel bir iptal olduğu, yani imar düzenlemesi yapılmasına ilişkin Belediye Encümen kararının iptaline dair olup, sadece taraflarını bağlayıcı nitelik arzetmediği açıktır.
Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. İmar uygulamasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK’nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; açılacak kadastral parselin ihyası davası sonucunda, dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın iptali ile kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. İmar uygulamasıyla tesis edilen kanuni ipoteğin dayanağı da idari işlem olup, bu idari işlemin iptaliyle ipotek tesisinin de illetten mücerret, yani “yolsuz” hale geleceği ve iptal edilmesi gerektiği açıktır. Nevarki; lehine ipotek tesis edilen davalının hakkı, kadastral parseldeki mülkiyet hakkına dayalıdır ve imar uygulamasıyla oluşturulan imar parselinin, dayanak idari işlemin iptaliyle sicil kaydının yolsuz hale gelmesi nedeniyle, davalının, kadastral parselin ihyası suretiyle mülkiyet hakkına kavuşacağı tartışmasızdır. Böylesi bir durumda da, kadastral parseldeki mülkiyet hakkına dayalı olarak imar parselinde tesis edilen kanuni ipotek, ancak kaydın eski hale getirilmesi (kadastral parselin ihyası) durumunda terkin edilebilir.
O halde; bütün bu açıklamalar doğrultusunda, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekirken maddi hata sonucu onanmış olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin bu nedenle yerinde görülen karar düzeltme talebinin kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 29.09.2014 günlü ve 2014/9559 Esas, 2014/10524 Karar sayılı onama kararının KALDIRILMASINA, kararın yukarıdaki gerekçe ile BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 29.06.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.