Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/1579 E. 2014/5118 K. 16.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1579
KARAR NO : 2014/5118
KARAR TARİHİ : 16.04.2014

MAHKEMESİ : Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2011/959-2012/744

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 01.11.2011 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali ve inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı, komşu taşınmazda davalı Ş.. C..’ın pamuk ürünü için kullandığı yabani ot ilacının kendi taşınmazındaki mısır ürününde 9.000,00 TL zarara neden olduğunu, bu alacağın tahsili için başlattığı icra takibinin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu belirterek, takibin devamını ve % 40 inkar tazminatının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, zararın davacının kendi taşınmazında yaptığı yanlış sulamadan kaynaklandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
TMK m. 683 deki “Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nın “komşu hakkı” başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamaz. Ancak, davacının zararın artmasında kusuru varsa, tazminat miktarı 6098 sayılı Borçlar Kanununun 52. maddesine göre indirilmeli veya tamamen ortadan kaldırılmalıdır. TMK’nın 737 ve 730. maddelerinden doğan sorumluluk kusura bağlı bir sorumluluk olmadığından, davalının kusursuz olması tazminat miktarının düşürülmesinde etkili olamaz.
Somut olayda; 27.05.2011 tarihli delil tespiti dosyasına ibraz edilen raporda davacının mısır ürününde oluşan zararın davalının kullandığı yabancı ot ilacı nedeniyle 9.000 TL zararının olduğu belirtilmiştir. 12.11.2012 tarihi ziraat bilirkişi raporunda; meteorolojik veriler dikkate alındığında davalıya ait olan 269 parsel sayılı taşınmazda yapılan ilaçlama sırasında damlacıkların dava konusu 298 parsel nolu taşınmaza sürüklenmesinin mümkün olmayacağı diğer taraftan ise davacının taşınmazında oluşan zarardan davalının sorumlu olduğu hususunda birbiriyle çelişkili görüşler bildirilmiştir. Mahkemece öncelikle rapordaki bu çelişkilerin giderilmesi için bilirkişiden ek rapor alınarak oluşan zararın nedeninin kesin olarak belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 16.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.