Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/15478 E. 2014/14869 K. 25.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15478
KARAR NO : 2014/14869
KARAR TARİHİ : 25.12.2014

MAHKEMESİ : Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/12/2012
NUMARASI : 2012/110-2012/440

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 01.03.2012 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin fekki istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi dahili davalı M.. H.. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir.
Dahili davalı M.. H.. vekili, kimliği belirlenemeyen ipotek alacaklısına kayyım tayin edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, .. parsel sayılı taşınmazda davalı M..H..lehine tesis edilen 18.05.1932 tarihli 21 yevmiye nolu ipoteğin terkinine karar verilmiştir.
Hükmü, dahili davalı M.. H.. vekili temyiz etmiştir.
Dava konusu M.. Köyü .. parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının incelenmesinden; davacı C.. N..’in 12/24 pay, dava dışı H.. G..in 3/24 pay, İ.. K..’nın 9/24 pay sahibi oldukları, ipoteğin taşınmazın tamamı üzerinde bulunduğu görülmektedir. Bu nedenle davacı C.. N.. sadece kendi payı üzerinden ipoteğin kaldırılmasını isteyebilir ise de öncelikle davacının bu davada aktif dava ehliyetinin olup olmadığının tespiti gerekir.
TMK’nın 705/1. maddesine göre “taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur”. Ancak, TMK’nın 705/2. maddesine göre kamulaştırma ile de mülkiyet tescilden önce kazanılır. Bu durumda, taşınmaz maliklerinin tasarruf işlemlerini yapabilmesi mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.
Dava konusu .. parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında 09.06.2011 tarihli 11043 yevmiye ile işlenen “tescile yönelik kesinleşmiş mahkeme kararı vardır. Konu: Tarsus 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/96 Esas sayılı yazısı gereği kamulaştırma şerhi” bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, sözü edilen 2011/96 Esas sayılı dosyası getirtilip incelenerek kararın kesinleşip kesinleşmediği, TMK’nın 705. maddesinde belirtildiği şekilde mülkiyetin kamulaştıran idareye geçip geçmediği, buna bağlı olarak da davacının aktif dava ehliyeti olup olmadığı tespit edilmelidir.
Davacının aktif dava ehliyetinin mevcut olduğu belirlendiği takdirde davalının pasif dava ehliyeti üzerinde durulmalıdır.
Ayrıca, bu tür davalarda husumetin doğrudan ipotek lehtarına yöneltilmesi gerektiğinden, M.. H..ne dahili dava yolu ile husumet yöneltilmesi usul hükümlerine aykırıdır. Öncelikle, ipotek lehtarı M.. H..ın tebliğe elverişli açık adresi araştırılmalı, ölü olması halinde mirasçıları tespit edilerek mirasçılarına husumet yöneltilmelidir. Tüm araştırmalara rağmen ipotek alacaklısı belirlenemediği takdirde kayyım tayin edilerek davanın kayyım huzuruyla görülmesi gerekir.
Mahkemece, usulüne uygun olarak taraf teşkilinin sağlanması üzerinde durulmadan eksik inceleme ile M.. H.. davaya dahil edilerek davanın esasının karara bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dahili davalı M.. H.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.12.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.