Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/14924 E. 2015/11614 K. 15.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14924
KARAR NO : 2015/11614
KARAR TARİHİ : 15.12.2015

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 09.06.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Davalı fiili taksim savunmasında bulunmuştur. Mahkemece 22/01/2013 tarihli 9. celse de, her ne kadar davalı taraf harici taksimin varlığını kanıtlanması açısından keşif yapılmasını talep etmiş ise de … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/757 Esas sayılı dosyasında yapılan keşif yeterli görülerek yeniden keşif yapılmasına yer olmadığına dair ara kararı verilmiş, hükmün gerekçesinde de taksimin tüm paydaşların katılımı ile yapıldığı her paydaşa taşınmazdan belli bir yerin tahsis edilerek ihtilafsız bir şekilde kullanıldığının ispat edilemediği, aynı taşınmazdaki başka bir hisse satışı ile ilgili olarak ..Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/757 Esas sayılı dosyasında yapılan keşifte dinlenen tanıkların taşınmazın içinde 7 adet ev olduğu, bu evlerin., …, ve ..’a ait olduğunu beyan ettikleri, bu beyanlarının fiili taksimin yapıldığını kabule yeterli olmadığı, zira taşınmazda adı sayılan kişilerin dışında başka hissedarların da olduğu ve onların fiili taksime ne şekilde katıldıkları, nasıl pay aldıklarının izah edilemediği, taksimin tüm paydaşların katılımı ile fiili kullanımın tüm paydaşları kapsamaması nedeniyle bu paylaşmaya değer verilmediği belirtilmiştir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Önalım davalarında fiili taksime değer verilebilmesi için taksimin yazılı olarak yapılması ya da taşınmazın çok sayıda paydaşının bulunması halinde tüm paydaşları tarafından fiilen kullanılan bölümlerin olması gerekmez. Davacı ve davalıya pay satan paydaşların ayrı ayrı kullandıkları bölümlerin bulunması fiili taksim yapıldığını gösterir. Davalı fiili taksim savunmasında bulunduğuna göre, yukarıda değinilen ilkeler doğrultusunda davalının bu savunması araştırılmalı, fiili taksimin gerçekleşip gerçekleşmediği tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, belirtilen husus gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 15.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.