Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/14892 E. 2014/14079 K. 09.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14892
KARAR NO : 2014/14079
KARAR TARİHİ : 09.12.2014

MAHKEMESİ : Uşak 2. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 23/05/2014
NUMARASI : 2013/702-2014/572

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.05.2011 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve yıkım istenmesi; davalı- davacı vekili tarafından 13.09.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulü ile elatmanın önlenmesi ve yıkıma, karşı davada ise tazminat isteminin kısmen kabulüne dair 30.05.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi asıl davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, elatmanın önlenmesi ve kal, karşı dava ise TMK’nın 729. maddesine dayalı temliken tescil olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, davalının müvekkiline ait ..ada .. parsel sayılı taşınmazına ağaç dikmek ve kısmen telle çevirerek yol olarak kullanmak suretiyle müdahalede bulunduğunu belirterek elatmanın önlenmesi ile ağaç ve telin kaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı-karşı davacı, dikilen ağaçların zeminden daha değerli olduğunu ve sökülmesi halinde fahiş zarara neden olunacağından zemin bedelinin tarafından ödenmesi karşılığında arzın kendi adına tapuya tescilini, olmadığı takdirde dikilen ağaç bedelinin davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, asıl davanın kabulü ile elatmanın önlenmesi ve dikilen ağaçlar ile tel örgünün kaline, karşı davanın ise taşınmaz ve ağaç bedeli nazara alınarak tescil talebinin reddine, tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı-karşı davalı vekili temyiz etmiştir.
Bilindiği üzere başkasının taşınmazına temelli ve kalıcı nitelikte yapı inşa edilmesi durumunda, TMK’nın 684. ve 718. maddelerinin hükümleri gereğince yapı üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline geleceğinden ana taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Bu konumdaki taşınmazın maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişki TMK’nın 722, 723 ve 724. maddelerinde düzenlenmiştir.
Temliken tescil talebi reddedildiğinde yapı yıkılamadığı takdirde taşınmaz malikinin malvarlığında sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, taşınmaz malikinin malzeme sahibine muhik (haklı) bir tazminat vermesi gerekir. Ancak malzeme sahibi iyiniyetli değilse tazminat miktarı levazımın en az kıymetini geçemez.
Diğer taraftan, aynı kurallar TMK’nın 729. maddesi gereğince açılan temliken tescil davaları yönünden de geçerli olup bu tür davalarda da tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerine menkul niteliği taşımayan bitki dikilmiş olmalıdır. Bitkiyi dikenin (taşınmazı bağ ya da bahçe haline getirenin) iyiniyetli olması, diğer bir anlatımla zeminin kendisine ait olduğu ya da 05.07.1944 tarihli ve 12/26 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği gibi mülkiyetin ileride kendisine geçirileceği inancıyla hareket etmesi gereklidir.
Somut olaya gelince; mahkemece davalı-karşı davacının tescil istemi reddedilmiş ancak tazminat isteği kabul edilerek ağaçların bedeline hükmedilmiştir. Davacı vekili ise müvekkilinin asgari levazım bedelinden sorumlu olduğu gerekçesiyle hükmü temyiz etmiştir. Dava konusu taşınmaza dikilen ağaçların ziraatçı bilirkişi raporuna göre en fazla yedi yaşında olduğu ve bu durumda taşınmaz çapa bağlandıktan sonra dikildikleri sabittir. Bu nedenle fidanları diken davalı-karşı davacının iyiniyetli olduğundan bahsedilemeyeceği için hükmedilmesi gereken tazminat fidanların odun bedelinden ibaret iken kötüniyetli karşı davacı lehine yazılı şekilde muhik tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de, karşı dava dilekçesinde dava değeri 4.000,00 TL gösterilerek temliken tescil ve tazminat isteğinde bulunulmuş ve mahkemece karşı davanın kısmen kabulü ile 450,00 TL tazminata hükmedilmiştir. Davacı-karşı davalı yararına reddedilen kısım üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususun gözardı edilmesi, ayrıca A.A.Ü.T 12/2 maddesi nazara alınmadan davalı-karşı davacı yararına hükmedilen tazminattan daha fazla vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 09.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.