YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14785
KARAR NO : 2015/10748
KARAR TARİHİ : 24.11.2015
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 12.09.2011 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir.
Davalı, zamanaşımı itirazında bulunmuş, satış vaadi sözleşmesinde davacının o tarihteki değeri ile 20.000.000,00 TL (yirmi milyon TL) ödediği belirtilmiş ise de bu paranın kendisine ödenmediğini ileri sürerek davanın da esastan reddini savunmuştur.
Mahkemece, taliki şart yerine getirilmediğinden davalının zamanaşımı itirazının reddine, bilirkişi raporu esas alınarak dava konusu taşınmaz üzerinde kat mülkiyeti kurulmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davaya konu dairenin mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine ve davalının tapu kaydındaki 1/2 hissesinin iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
10.01.1994 tarihli usulüne uygun şekilde düzenlenen sözleşmenin tarafları, satış vaadi alacaklısı davacı … ile satış vaadinde bulunan davalı …’tır. Tapu kaydından davaya konu …. İli, ….. İlçesi, …. Mahallesi ….. ada 7 parsel (eski 11883 parsel) sayılı arsa vasfındaki taşınmazın 1/2 hisse itibariyle davalı …, 1/2 hisse itibariyle dava dışı Ahmet Maytap adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında aktedilen 10.01.1994 tarihli sözleşmede, davaya konu 11883 parsel (yeni 1301 ada 7 parsel) sayılı taşınmazın ifrazı ve kat irtifakının tesisini müteakip 30 gün içerisinde ferağ takririni vermek kaydı ile kat irtifaklı arsa paylarının 50/100’ünü ve bunun karşılığı olarak kat irtifakı tesis edildiğinde 50/100 arsa paylı zemin kat 1 no’lu bağımsız bölüm daire olarak adlandırılacak olan dairenin satışının vaadedildiği anlaşılmaktadır. Görülüyor ki sözleşmenin ifasının istenilmesi ilerideki bir hadisenin tahakkukuna bağlanmıştır. Gerçekten Borçlar Kanununun 149. maddesi hükmü uyarınca; “bir akdin mevzuunu teşkil eden borcun mevcudiyeti, meşkuk bir hadisenin tahakkukuna talik edilmiş ise o akit şarta bağlı akit olur” ve aktin ifası (icrası) ancak şartın tahakkuku anında istenebilir. Somut olayda ise mahkemeye sunulan 04.12.2012 tarihli bilirkişi raporu ile 14.03.2014 tarihli ek rapora göre davaya konu taşınmazın ifrazının mümkün olmadığı saptandığına göre davanın dayanağı olan satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunmamaktadır.
Kural olarak borcun ifa edilmemesi, borçlunun sorumluluğunu meydana getirir ve borcun ifa edilmemesinde borçlu kusurlu kabul edilir. Bu durumda, vaat alacaklısı davacı aynen ifa yerine Borçlar Kanununun 96. ve devamı maddeleri uyarınca tazminat talep edebilir. Buradaki tazminat, alacaklının müspet zararıdır. Müspet zarar ise alacaklının gereği gibi ve vaktinde olan ifaya taalluk eden menfaatine tekabül eder. Yani borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi, alacaklının mameleki ne vaziyette bulunacak idi ise bu vaziyet ile mamelekin hali hazır vaziyeti arasındaki farktır. Diğer bir ifadeyle, müspet zarar aktin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğan zarardır.
Somut olayda da davaya konu taşınmazın ifrazının mümkün olmaması nedeniyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunmadığından davacı yukarıda açıklanan müspet zararını isteyebileceğinden mahkemece, bu konuda gerekli incelemeler yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 24.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.