YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1478
KARAR NO : 2014/3497
KARAR TARİHİ : 14.03.2014
MAHKEMESİ : Eskişehir 2. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/10/2013
NUMARASI : 2011/1131-2013/1639
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.07.2011 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.10.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı N.. E.. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, borçlu ortağın borcundan dolayı İcra İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayanılarak açılan ve elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi taşınmazlarda ortaklığın satış suretiyle giderilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı N.. E.. vekili temyiz etmiştir.
Borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İcra İflas Kanununun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alınması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan icra müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip davacı tarafa icra hakiminden yetki belgesi almak üzere süre verilmelidir.
İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir.
Paylı mülkiyette ise yine kural olarak borçlu paydaşın alacaklısı, borçlunun payının icra yoluyla satışını isteyebileceğinden İcra İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca yetki belgesine dayanarak ortaklığın giderilmesini isteyemez. Ancak 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi hükmündeki yasal sınırlama nedeniyle parsel büyüklüğü uygun bulunmadığından borçlunun payının icra müdürlüğünce satışı mümkün olmayan, tarımsal nitelikli parsellerde alacaklı İcra İflas Kanununun 121. maddesi uyarınca aldığı yetki belgesine dayalı olarak taşınmazın tamamının satılması suretiyle paydaşlığın giderilmesini isteyebilir.
Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davalarda birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek kadar (sayıda) taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi, fazlaya ilişkin istemin reddi gerekir.
Türk Medeni Kanununun 611. maddesinde “Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer. Mirası reddeden atanmış mirasçının payı, miras bırakanın ölüme bağlı tasarrufundan arzusunun başka türlü olduğu anlaşılmadıkça miras bırakanın en yakın yasal mirasçılarına kalır” hükmüne yer verilmiştir.
TMK’nın 612. maddesine göre en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilmesi ve arta kalan değerin de mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilmesi gerekir.
Somut olaya gelince; borçlu ortak K.. D..’in mirasçılarının mirasın reddi talebi ile açtıkları Eskişehir 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/1720 Esas 2011/1767 Karar sayılı karar sayılı dosyasında mirasın reddine ilişkin verilen kararın kesinleştiği daha sonra davacı vekilinin Eskişehir 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/27 Esas sayılı dosyasında borçlu ortak K.. D..’in terekesinin tasfiyesi ve davacı şirketin alacağının karşılanmasına ilişkin dava açtığı ve bu davanın ise halen derdest olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece derdest olan Eskişehir 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/27 Esas sayılı dosyanın neticesinin beklenilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 14.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.