Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/14719 E. 2015/10030 K. 09.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14719
KARAR NO : 2015/10030
KARAR TARİHİ : 09.11.2015

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/04/2014
NUMARASI : 2013/115-2014/205

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.02.2013 ve 24.12.2013 gününde verilen dilekçeler ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davacının ve asli müdahilin davasının kabulüne dair verilen 22.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı şirket vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalı vekili, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 746 ada 1 parsel sayılı 387,48 m2 arsa cinsli taşınmazdaki davalıya ait olan ve iptal edilen payın yarısının asli müdahil yarısının ise davacı mirasçılar adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz, paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Somut olaya gelince; davalı vekili temyiz aşamasında taşınmazın paydaşlar arasında taksim edilip edilmediği konusunun araştırılmadığını ileri sürmüştür. Yargılama aşamasında dava konusu önalıma konu payın bulunduğu
taşınmazın başında keşif yapılmamış, dava konusu taşınmazda fiili taksimin olup olmadığı açıklığa kavuşturulmamıştır. Yukarıdaki ilkede açıklandığı üzere, fiili taksim savunması davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Bu nedenle, davalının ileri sürdüğü fiili taksim savunmasının araştırılması yerinde keşif yapılarak tanık dahil tüm taraf delilleri toplanıp özellikle davacının, asli müdahilin ve davalıya pay satan E…. K…’ın kullandığı yer olup olmadığı hususu üzerinde durularak taraf tanıklarından taşınmazda paydaşların fiilen kullandıkları yerler olup olmadıkları hususu sorularak ayrı ayrı kullandıkları yerler var ise göstermelerinin istenmesi, fen bilirkişisinden tanıkların gösterdiği yerleri gösterir denetime elverişli rapor alınması, eylemli paylaşım olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 09.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.