Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/14614 E. 2015/10527 K. 17.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14614
KARAR NO : 2015/10527
KARAR TARİHİ : 17.11.2015

MAHKEMESİ : Kaynarca Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/02/2014
NUMARASI : 2013/167-2014/18
DAVACILAR : …
DAVALILAR : …

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.09.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın açılmış sayılmasına dair verilen 05.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davacılar vekiline 18.12.2013 tarihinde tebliğ edilen meşruatlı davetiye ile iki haftalık kesin süre içerisinde tapuda paydaş olarak gözüken …’i, ölü olmaları halinde ise veraset ilamlarını sunarak mirasçılarını davaya dahil etmesi, …. parsel sayılı taşınmazda malik olarak gözüken … ve …’nın soyadları yazılı olmadığından tapu kayıt düzeltim davası açması, kesin süre içerisinde gerekli işlemlerin yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceği ihtar olunmuştur.
Davacılar vekili 05.02.2014 tarihli celsede,… hakkında veraset davası açıldığını, paydaşlardan …. için veraset ilamı almak üzere ve isim tashihi davası açılmak üzere tarafına yetki verilmesini, ayrıca … ile …’nın kimlik ve adres tespiti için kolluğa müzekkere yazılmasını istemiştir.
Mahkemece, verilen kesin süre içerisinde ara kararlarının yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
HMK’nın 119/2. maddesi dava dilekçesinde eksiklik bulunması durumunda uygulanacak usul kuralını düzenlemektedir. Davaların uzamasını engellemek amacıyla konulan kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, verilen sürenin işlemin yapılması için yeterli ve makul bir süre olması gerekir.
Somut olayda, 9 adet taşınmaz ve çok sayıda paydaşın bulunduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, dosya üzerinden yapılan tarafların katılmadığı ön inceleme tutanağı ile davacı tarafa yukarıda açıklanan hususlarda kesin süre verilmiştir. Ancak, kesin süre verilen veraset ilamı alınması ve tapu kaydında düzeltme davası açılması için davacı tarafa tebliğ edilen ihtaratlı davetiyede yetki verildiği belirtilmediği gibi tapuda kimlik bilgilerinin düzeltilmesi gereken paydaşların kim olduğu da tespit tutanağı, intikal belgeleri vd belgeler getirtilerek tam olarak açıklığa kavuşturulmamış, davaya dahil edilmesi istenen paydaşların soyadları meşruhatlı davetiyeye yazılmamıştır. Bu nedenle davacılar vekiline tebliğ olunan ihtarnamenin usulüne uygun olduğundan söz edilemez..
Mahkemece, tapuda malik olan ve davaya dahil edilmeyen paydaşlar tespit edilerek kimlik bilgileri ve adresleri ilgili kurumlardan araştırılmalı, ölü oldukları anlaşıldıkları takdirde yetki ve süre verilerek veraset ilamları alındıktan sonra mirasçıları davaya dahil edilerek 7201 sayılı Tebligat Kanunundaki düzenlemeler gözetilerek öncelikle paydaşların MERNİS’e kayıtlı adresleri araştırılarak tespit olunacak adreslerine tebligat yapılması sağlanmalıdır. MERNİS sisteminde adresleri bulunamadığı takdirde zabıta aracılığı ile araştırma yapılarak adres tespiti yoluna gidilmeli ve tespit edilecek adreslerine tebligat yapılmalıdır. Tüm bu araştırmalar ile de bir sonuca varılamadığı takdirde davalılara ilanen tebligat yapılmak suretiyle taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir.
Ayrıca, tapuda kimlik bilgilerinin düzeltilmesi gereken paydaşlar belirlendikten sonra davacılar vekiline idari yoldan düzelttirmesi, mümkün olmadığı takdirde bu konuda dava açmak üzere yetki ve süre verilerek tapuda kimlik bilgileri düzeltildikten sonra adı geçenler sağ ise kendileri, ölmüş iseler usulüne uygun mirasçılık belgesi uyarınca belirlenecek mirasçıları davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması, bunun mümkün olmaması halinde 3561 sayılı Kanun uyarınca kayyum tayini gerekip gerekmediği araştırılarak ilgiliye bu hususta dava açmak üzere süre verilmesi, kayyım huzuruyla davanın görülerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda, açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 17.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.