Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/14598 E. 2015/9620 K. 03.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14598
KARAR NO : 2015/9620
KARAR TARİHİ : 03.11.2015

MAHKEMESİ : Fethiye 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/01/2013
NUMARASI : 2012/738-2013/88

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.05.2012 gününde verilen dilekçe ile taşınmazdaki ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.01.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı M.. C.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacılar, davalılar ile paydaş oldukları 19 parsel sayılı taşınmazın paylaşımı konusunda anlaşamadıklarını ileri sürerek ortaklığın aynen taksim veya satış yoluyla giderilmesini istemişlerdir.
Davalılardan Mehmet, kardeşi olan davacıların babası ile uzun yıllar önce yaptıkları taksim uyarınca 765 sayılı parselin davacıların m…. İ…’a 19 parselin de kendisine bırakıldığını belirterek davanın reddini savunmuş, davalı Durmuş ise taksim sözleşmesinin geçersiz olduğunu söylemiş, diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı M.. C.. vekili temyiz etmiştir.
Dava, taşınmazdaki ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.
Paydaşlığın giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ve tarım arazilerinin niteliği ile imar mevzuatına göre aynen taksimin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz.
5578 sayılı Kanunla değiştirilen 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi gereğince bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne sebeple gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların 3. şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği hükmü mevcutken, 5403 sayılı Kanunun 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan değişiklikle “Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez. Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz….” şeklinde düzenleme yapıldığından artık asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale gelmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, 37.760 m2 yüzölçümlü tarla niteliğindeki dava konusu 19 parsel sayılı taşınmazda davacılar ile davalılar paylı maliktir. Fen bilirkişinin 19.11.2012 günlü raporunda taşınmazın aynen taksiminin mümkün olmadığı belirtilmiştir. Dava konusu taşınmazda seraların bulunduğu keşfe katılan fen ve ziraat bilirkişilerin raporlarından anlaşılmaktadır. Ancak, davaya konu tarım arazisinin hangi sınıfa girdiği Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Fethiye Tarım İlçe Müdürlüğünden sorulmadığı gibi taraflarca da niteliği belgelendirilmemiştir. Bu nedenle, öncelikle davaya konu taşınmazın tarımsal niteliğinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Fethiye İlçe Müdürlüğünden sorularak saptanması gerekir. Tarımsal niteliğinin belirlenmesinden sonra 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 5578 sayılı kanunla değişik 8. maddesi ile taşınmazdaki pay ve paydaş adedi ile zemindeki kullanım durumu da dikkate alınarak aynen taksiminin mümkün olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Aynen taksiminin olanaklı olması halinde teknik bilirkişiye ifraz projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde ise ilgili belediyeden, belediye dışında ise il idare kurulundan bölüşmenin (taksimin) mümkün olup olmadığı sorulması gerekir. Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmelidir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan bu araştırmalar yapılmadan taşınmazdaki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı M.. C.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 03.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.