YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1450
KARAR NO : 2014/3425
KARAR TARİHİ : 14.03.2014
MAHKEMESİ : Gölbaşı(Ankara) 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/12/2013
NUMARASI : 2013/24-2013/263
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.04.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım nedeniyle davalının payının iptali ile tescili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davalı, dava konusu taşınmazın fiilen taksim edilerek kullanıldığını, imar çalışması bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması 4721 sayılı TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.02.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Somut olayda, önalıma konu payın bulunduğu taşınmazda davalı 2.500,00 TL bedel mukabili toplam 228/1997 pay satın almıştır. Davacı bu paya karşı önalım hakkını kullanmak istediğini belirtmiş, davalı ise cevap ve temyiz dilekçesinde fiili taksim savunmasında bulunmuştur. Mahkemece, davalı tarafın fiili taksim savunması araştırılmamıştır. Davalı fiili taksim savunmasında bulunduğuna göre bu konuda delillerini sunması için mehil verilmesi, delil bildirildiği takdirde toplanması, varsa davacı delillerinin de toplanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.
Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 14.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.