YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14276
KARAR NO : 2015/10502
KARAR TARİHİ : 17.11.2015
MAHKEMESİ : Akhisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/04/2013
NUMARASI : 2012/458-2013/193
Davacı-karşı davalı vekili tarafından, davalılar-karşı davacılar aleyhine 25.05.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil veya tazminat; karşı dava ile de ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl ve karşı davanın reddine dair verilen 16.04.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili ve davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacı, maliki olduğu 650 parsel sayılı taşınmazına diktiğini sandığı zeytin ağaçlarının 419 parselde kaldığının anlaşıldığını, iyiniyetli olduğunu, davalıların sahiplendiği ağaçların bedelinin zemin bedelinden fazla olduğunu ileri sürerek 419 parseldeki ağaçların aidiyetinin tespiti ile bu kısmın veya 419 parselin tamamının adına tescilini veya ağaçların bedeli olarak şimdilik 10.000,00 TL bedelin alınmasını istemiştir.
Davalılar, davacının taşınmazı 2009 yılından bu yana kullanmadığını, 2009 ve 2010 yılında faydalınımın davacıya bırakıldığını, ifraz koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlar; karşı davalarında ise 2006 ilâ 2010 yılı arası toplam 18.000,00 TL ecrimisil bedelinin alınmasını istemişlerdir.
Mahkemece, asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili ve davacı vekili temyiz etmişlerdir.
1-Ecrimisil istemli karşı davanın davacılarının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Ecrimisil alacağı 08.03.1950 günlü ve 22/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre haksız eylemden doğan bir işgal tazminatıdır. Kural olarak kanunun ayrık tuttuğu özel haller dışında dava tarihine kadar gerçekleşmiş olan haklar ile ilgili hüküm kurulması istenebilir. Somut uyuşmazlıkta, davacılar davalının 2009 ve 2010 yılında taşınmazdan faydalanmasına izin verdiklerini belirtmişlerdir. Davacıların bu izninin örtülü olarak önceki yıllarda kapsadığı hayatın olağan akışına uygundur. Dolayısıyla, davalının kullanımının haksız olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle karşı davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Temliken tescil isteyen davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Dava, Türk Medeni Kanununun 729. maddesi gereğince temliken tescil; ikinci kademede tazminat isteğine ilişkindir.
Türk Medeni Kanununun 718/2 maddesine göre, arazi üzerindeki mülkiyetin kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer. Türk Medeni Kanununun 729. maddesi bu kuralın istisnalarından birisini düzenlemiş, zemin ile üzerindeki bitkiler arasındaki bağlantıyı kesmiş ve aşağıdaki koşulların oluşması halinde ise bitki sahibine üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır.
Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerine menkul niteliği taşımayan (meyva ağaçları, asma yani bağ fidanları gibi) bitkiler dikilmiş olmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta, temliken tescile konu 419 parsel sayılı taşınmaz ile 419 parsele komşu davacının malik olduğu 650 sayılı parsel 1956 yılında çapa bağlanmıştır. Bu nedenle, davacının iyiniyetinden söz edilemeyeceğinden tescil isteminin kabulüne olanak bulunmamaktadır. Ancak, TMK’nın 729/1 maddesinde “Bir kimse başkasının fidanını kendi arazisine ya da kendisinin veya üçüncü kişinin fidanını başkasının arazisine dikerse, başkasının malzemesini kullanarak yapılan yapılara veya taşınır yapılara ilişkin hükümler bunlar hakkında da uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. TMK’nın 723/1 maddesinde “Malzeme sökülüp alınamazsa arazi maliki, malzeme sahibine uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür” aynı maddenin 3. fıkrasında ise “Yapıyı yaptıran malzeme sahibi iyiniyetli değilse, hakimin hükmedeceği miktar bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değeri geçemeyecektir” hükmüne yer verilmiştir. Ziraat bilirkişisinin 25.01.2013 günlü raporundan tescil istenen bölümde yetiştirilen zeytin ağaçlarının 15 yıllık olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece endüstriyel nitelik taşıyan zeytin ağacının taşınmazdan sökülüp götürülmesinin mümkün olup olmayacağı araştırılıp, hayatiyetini kaybetmeden sökülüp götürülmesinin mümkün olması halinde bunların davacı tarafça sökülüp alınmasına aksinin sabit olması durumunda ise davacının iyiniyetli olmadığı da gözetilerek arazi malikinin TMK’nın 729. maddesinin yollamasıyla TMK’nın 723. maddesinin 3. fıkrası gereğince tazminat ödemesi yönünde hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçeyle istemin tümüyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davalılar Ali ve Abdülkadir vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2.) bentte açıklanan nedenlerle davacı D.. A.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde davacı tarafa iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 17.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.