Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/14120 E. 2015/1914 K. 24.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14120
KARAR NO : 2015/1914
KARAR TARİHİ : 24.02.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.12.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 10.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 24.02.2015 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. … ile karşı taraftan davalılar vekili Av. … geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafların sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R
Davacı, Ankara 53. Noterliği’nin 19.09.2013 günlü ihtarnamesiyle paydaş olduğu 9 parsel sayılı taşınmazın dava dışı önceki paydaşının payını davalılara satış yoluyla devrettiğini öğrendiğini, gerçek satış değerinin 815.000 TL olmasına rağmen önalım hakkına engel olmak için muvazaalı olarak 1.400.000 TL gösterildiğini ileri sürerek payın önalım nedeniyle adına tescilini istemiştir.
Davalılar, hak düşürücü sürenin geçtiğini, bedelde muvazaa bulunmadığını, paydaşlığın şuyulandırma ile oluştuğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, önalım bedeli yatırılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır.
Somut uyuşmazlıkta, davalılara çekişme konusu hissenin 1.400.000 TL bedelle satışının yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı, satışa konu payın değerinin gerçekte 815.000 TL olduğunu ancak önalım hakkına engel olmak için bedelin muvazaalı olarak 1.400.000 TL gösterildiğini iddia etmiştir. Davacı, satış sözleşmesinin tarafı bulunmadığından bedelde muvazaa iddiasını tanık dahil her türlü delille ispatlayabilir. Duruşma sırasında dinlenen davacı tanıkları tapu devir bedelinin gerçek olduğunu belirtmişlerdir. 12.05.2014 günlü bilirkişi kurulu raporunda da dava konusu payın dava tarihinde 1.449.000 TL değerinde olduğu belirtilmiştir. Dosya kapsamına ve toplanan delillere göre önalım bedelinin muvazaalı olduğunu kanıtlayamadığından, davacıya önalım bedelini depo etmesi için süre verilmiş ise de davacı vekili 10.07.2014 günlü duruşmada bedeli yatırmayacaklarını belirtmiştir. Ancak, HMK’nın 154/3-ç maddesi uyarınca davacı vekili bu beyanını imzasıyla onaylamadığından beyanının geçerliliği bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece, TMK’nın 734. maddesi uyarınca dava konusu payın satış bedeli ile ödenmesi zorunlu harç ve masrafın toplamından oluşan önalım bedelinin hükümden önce belirlenecek uygun bir zaman içinde depo etmesi için davacıya süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken belirtilen husus gözetilmeden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
24.02.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.