YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1344
KARAR NO : 2014/3423
KARAR TARİHİ : 14.03.2014
MAHKEMESİ : Manavgat 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/09/2013
NUMARASI : 2012/207-2013/406
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.04.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım nedeniyle davalı payının iptali ve tescili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.09.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, önalım nedeniyle davalı payının iptali ve davacı adına tescili isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin .. parsel sayılı taşınmazda paydaş olduğunu, 1/16 pay maliki A.. E.. U..’un payının 15.000,00 TL bedelle davalı tarafından satın alındığını ileri sürerek davalıya ait payın önalım hakkı nedeniyle iptalini ve müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
Davalı vekili, taşınmazın fiilen taksim edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tüm paydaşların payları kadar yer kullanmadığından fiili taksim bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü kişiye satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağından davanın reddi gerekir.
Kötüniyet iddiası 14.2.1951 günlü ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Böyle bir durumda savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Dava konusu payın bulunduğu Manavgat ilçesi, Ç.. Köyünde bulunan narenciye bahçesi vasıflı 85.400,00 m2 taşınmazın öncesinin A.. T.. T..’na ait olduğu, hükmen mirasçıları C.., A.., İ.. ve Ş.. T..’na kaldığı, fiilen taksim ederek kullandıkları, satıcı paydaşın da İsfendiyar Tugayoğlu’nun mirasçısı olduğu, davacı C.. T..’nun 1/2 pay sahibi olup dava konusu taşınmazın 39.301,00 m2’sini kullandığı, satıcı paydaşın murisi İ.. T..’nun mirasçılarının ise davacının kullandığı kısmın güneyinde 20.135,00 m2 ve kuzeyinde bulunan kısmı kullandığı, diğer paydaş A.. T..’nun ise en güneydeki 19.544,00 m2’lik bir alanı kullandığı dolayısıyla dava konusu taşınmazda paylarına karşılık belirli yerleri kullanmakta ve bu kullanım biçimini devam ettirmekte oldukları davacı ve davalı tanık beyanları, tapu kayıtları, yerinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Hükmün gerekçesinde tüm paydaşları kapsayan ve paylarına uygun fiili taksim bulunmadığından bu paylaşmaya değer verilmediği belirtilmiş ise de önalım davalarında fiili taksime değer verilmesi için taksimin yazılı olarak yapılması ya da taşınmazın çok sayıda paydaşının bulunması halinde tüm paydaşları tarafından fiilen kullanılan bölümlerin olması gerekmez. Davacının kullandığı ve davalıya pay satan kişilerin kullandığı ayrı ayrı bölümler var ise satıcı zamanında kullanıma karşı çıkmayan, o yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda pay satışı nedeni ile önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağından, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 14.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.