Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/13390 E. 2014/13663 K. 01.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13390
KARAR NO : 2014/13663
KARAR TARİHİ : 01.12.2014

MAHKEMESİ : Niksar Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/06/2013
NUMARASI : 2011/624-2013/356

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 7.9.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit irtifakı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.06.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı M.. Ç.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R

Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 747. maddesi uyarınca geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı M.. Ç.. temyiz etmiştir.
Geçit hakkı davalarını, genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunmasına rağmen, mevcut bu yol, gereksinimini karşılamayan taşınmaz maliki açabilir.
Geçit ihtiyacı olan kişi, davasını öncelikle taşınmazların önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun taşınmaz malikine karşı ve daha sonra bundan en az zarar görecek olana yöneltilmesi gerekir.
Ülkemizde arazi düzenlemesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın doğrudan yol ihtiyacının karşılanmamış bulunması, geçit davalarının kaynağını oluşturmaktadır. Mahkemece uygun geçit yeri saptanırken öncelikle taraf yararlarının gözetilmesi ilkesi gözönünde tutulmalıdır. Geçit hakkı, taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, bir anlamda özünü komşuluk hukukundan almaktadır denilebilir. Bunun doğal sonucu olarak da yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri de esas alınmalıdır.
Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı, davacının subjektif arzularına göre değil objektif esaslara göre belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi de gözetilmelidir.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; geçit davalarında uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, yüzölçümü daha büyük olan parseller üzerinden geçit kurulması tercih edilmelidir. Mahkemece, bilirkişi raporuna itibar edilerek ..parsel sayılı taşınmaz aleyhine geçit kurulmuş ise de, komşu taşınmazlardan, .. parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün .. parsel sayılı taşınmaza oranla daha büyük olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, güneydeki genel yola ulaşmak için.. sayılı parsel üzerinden geçit kurulup kurulamayacağının araştırılması için, gerekirse bu konuda mahallinde yeniden keşif yapılarak, bilirkişiden yeniden rapor alınması, tüm seçenekler karşılaştırılmak suretiyle en uygun güzergahtan geçit kurulması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 01.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.