YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13201
KARAR NO : 2014/13224
KARAR TARİHİ : 20.11.2014
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki komşuluk hukukuna aykırılığın kaldırılması davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 30.04.2014 gün ve 2014/1581-5602 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, sağlığa zarar verdiği iddiası ile davalı GSM şirketine ait baz istasyonunun kaldırılması isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, kararın davacılar vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 30.04.2014 tarihli ve 2014/1581 Esas, 2014/5602 Karar sayılı ilamı ile “…mahkemece yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda baz istasyonunun geçici güvenlik sertifikasında belirtilen güvenlik mesafelerine uygun olarak kurulup kurlmadığı ayrıca limit değerlerin aşılıp aşılmadığı konusunda yukarda belirtilen şekilde ölçüm yapılmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla mahkemece eksik incelemeye dayalı olarak davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediği…” gerekçesiyle karar bozulmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili, kararın düzeltilmesini istemiştir.
Baz istasyonları, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun 37. maddesi gereğince BTK tarafından bu konuyu düzenleyen Yönetmelikteki yer, ölçü ve limit değerlere göre verilen güvenlik sertifikası gereğince kurulan, günümüzde haberleşme ve iletişimin sağlanmasında önemli bir yeri olan, genel olarak alıcı/verici antenleri sayesinde elektromanyetik dalgaları (sinyalleri) alma ve gönderme işlemi yapan sistemlerdir. Konuşmanın az olduğu kırsal alanlarda 35 km’lik, konuşma trafiğinin daha yoğun olduğu şehir merkezlerinde ise 1-2 km’lik bir mesafe içinde hizmet verebilen, çıkış güçleri oldukça düşük olan cihazlardan oluşmaktadır.
Ulaşılan son teknolojik gelişmelere göre, telefonla haberleşme ve iletişimin sağlıklı ve verimli olarak gerçekleştirilebilmesi için baz istasyonlarının bal peteği benzeri hücresel bir yapıda ve her bir peteğin içinde de en az bir baz istasyonu bulunacak şekilde kurulması zorunludur. Her bir istasyon kapasitesi itibariyle belirli sayıda abonenin haberleşmesini sağlayabileceğinden nüfusun yoğun olduğu yerleşim merkezlerinde daha çok sayıda baz istasyonu kurulması gerekmektedir. Şehirlerin dışına çıkartılmaları halinde hücresel yapı bozulacağından haberleşme ve iletişimin sağlanabilmesi için gerek baz istasyonlarından abonelere gerekse abonelerden baz istasyonlarına karşılıklı olarak gereğinden çok yüksek elektromanyetik dalgalar gönderilmek zorunda kalınacak, toplum sağlığı olumsuz yönde etkilenecektir.
Diğer taraftan, 05.11.2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu ve bu kanun gereğince çıkartılan yönetmelik uyarınca baz istasyonlarının sağlığa zarar vermeyecek şekilde; nerede, nasıl, hangi ölçü ve limitler dahilinde kurulacağını belirleme ve kurallarını koyma işlemleri, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığının (BTK) görev ve yetkisindedir.
İnsan sağlığına etkileri konusunda başta Dünya Sağlık Örgütü olmak üzere, Uluslararası İyonlaştırmayan Radyasyondan Koruma Komisyonu (…), Elektrik Elektronik Mühendisleri Enstitüsü (IEEE) gibi bir çok uluslararası kuruluşun yapmış oldukları çalışmaların neticesinde bir takım sınır değerler belirlenmiştir. BTK tarafından yürürlüğe konulan yönetmelikte de…’de geçerli olacak sınır değerleri;… … ve …Birliğinin kabul ettiği değerin yaklaşık ¼ ü olarak kabul edilmiştir.
Sağlığa zarar verdiği iddiası dışında baz istasyonlarının sertifikada belirtilen limit değerlere ve güvenlik mesafesine uygun olarak kurulmadığı, başlangıçta uygun kurulsa dahi sonradan sertifikadaki limit değer ve güvenlik mesafelerine aykırı davranıldığı gerekçesi ile kaldırılmasına ilişkin talep ve itirazların ilgili mevzuat gereğince BTK’ya yapılması gerekmektedir. Bu kurumun uygulamalarına ve kararlarına karşı da idari yargıda dava açılmalıdır. Keza davacı, baz istasyonunun limit değerlere ve güvenlik mesafelerine uygun olmasına rağmen zararlı olduğunu iddia ediyorsa, idari yargıda idareye karşı yönetmeliğin iptali davası açması gerekir.
Adli yargıda görülecek davalarda ise davanın kabul edilebilmesi için öncelikle baz istasyonunun yönetmelikte belirtilen limit değerlere uygun bulunmadığı ve sağlığa zarar verdiğine ilişkin iddiaların kanıtlanması gerekir. Bunun için de öncelikle ölçümleri yapacak olan bilirkişilerin nasıl seçilmesi gerektiği hususunun açıklığa kavuşturulmalıdır.
.Dairemizin yukarıda belirtilen ilkeleri doğrultusunda dava konusu baz istasyonunun yönetmelikte belirtilen limit değerlere ve güvenlik mesafesine uygun olup olmadığı, davacının sağlığına zarar verip vermediği konusunda tarafların göstermiş oldukları deliller toplanıp yine yukarıda açıklanan Yönetmelik ve Tebliğname hükümleri dikkate alınarak belirlenecek uzman bilirkişiler marifetiyle keşif yapılarak alınacak bilirkişi raporları ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Somut olaya gelince; davacı … kendi adına asaleten … İnşaat Ltd. Şti. adına şirketi temsilen davalıya ait baz istasyonunun insan sağlığına zararlı olduğunu belirterek kaldırılmasını istemiştir. Tüzel kişiliğin sağlığının zarar gördüğü ya da tehdit altında olduğu düşünülemeyeceğinden ve davacı …’in tüzel kişilik çalışanlarının sağlığının tehdit edildiğinden bahisle onlar adına dava açma görevi de bulunmadığından mahkemece davacı … İnşaat Ltd. Şti.’nin açtığı davanın aktif dava ehliyeti bulunmadığından reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru değildir.
Öte yandan davacı …’in kendi adına açtığı dava yönünden mahkemece yapılan inceleme ve araştırmalar da yeterli değildir. Mahkemece yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda baz istasyonunun geçici güvenlik sertifikasında belirtilen güvenlik mesafelerine uygun olarak kurulup kurulmadığı ayrıca limit değerlerin aşılıp aşılmadığı konusunda yukarda belirtilen şekilde ölçüm yapılmadığı anlaşılmıştır.
Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile bozmaya ilişkin Dairemizin 30.04.2014 gün ve 2014/1581 Esas, 2014/5602 Karar sayılı ilamının KALDIRILMASINA, temyiz olunan mahkeme kararının açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 20.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.