YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13126
KARAR NO : 2015/7134
KARAR TARİHİ : 26.06.2015
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07.07.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 20.06.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, imar düzenlemesi işleminin iptali sebebiyle kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davacı hazine vekili tarafından açılan ve mahkemenin 2008/1083 Esas sayılı dosyasına konu olan tapu iptal ve tescil davasında, davalılardan ….. ile …’in dava tarihinden önce vefat etmiş oldukları anlaşılmakla, ölümle kişiliğin ve taraf ehliyetinin son bulması ve ölü kişiler hakkında dava açılamayacağı gibi mirasçılarının davaya dahil edilmesi suretiyle davaya devam edilmesinin de mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava ehliyeti davada taraf olma ehliyetidir. 6100 sayılı HMK’nın 50. maddesinde medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların, davada taraf ehliyetine de sahip olacağı hüküm altına alınmıştır. Yasa hükmünde belirtildiği üzere taraf ehliyeti, medeni hukuktaki hak ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir. Maddede gerçek ve tüzel kişi ayırımı yapılmaksızın, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların davada taraf ehliyetine de sahip olacağı belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın “Tarafta iradî değişiklik” başlıklı 124. maddesi gereğince; Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.
Türk Medeni Kanunu’nun 28. maddesinde ise; gerçek kişinin ölümüyle medeni haklardan yararlanma ehliyeti ve buna bağlı olarak da taraf ehliyetinin sona ereceği belirtilmiştir. Dava tarihinden önce ölüm nedeniyle şahsiyeti son bulan kişi taraf ehliyetini yitireceğinden aleyhine dava açılamaz ise de; yukarıda belirtildiği üzere maddi hatadan dolayı muhatabın yanlış gösterilmesi, davacının tüm özeni göstermesine rağmen dava açacağı kişiyi doğru tespit edememesi, kısa süre önce kendisiyle işlem yapılmış ya da sadece vekiliyle muhatap olunmuş bir işlemden sonra muhatabın ölmesi durumlarında yanlış taraf gösterilmesi dürüstlük kuralına aykırı değilse ortaya çıkan dava ilişkisi sebebiyle daha üstün bir yarar dikkate alınarak yargılamaya gerçek tarafla devam edilmelidir.
Somut olaya gelince; davacı vekili, 954 (124) sayılı kök parsel üzerinde imarla oluşan 4889 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali isteği ile tüm tapu kayıt maliklerine husumet yönelterek ……. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/1083 Esas numarasında kayıtlı davayı açmıştır. Ancak davaya konu taşınmaz maliklerinden … ve …..’nın ölü olduğunden bahisle adı geçen davalılar aleyhine dava tefrik edilerek mahkemenin 2012/274E sayılı dosyası üzerinden yargılamaya devam edilmiştir.
Aleyhine tapu iptali ve tescil davası açılan ….. ve …’in dava tarihinden önce öldüğünden kural olarak aleyhine dava açılamaz ise de davacının dava konusu taşınmazın tapu maliki davalıların dava tarihinden önce öldüğünü adı geçenlere dava dilekçesinin tebliğ edilememesi nedeniyle öğrendiği, davacı tarafın yargılamayı uzatmak yönünde bir niyeti olmadığı, yargılama kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nın 124. maddesi gereğince davacı vekilinin, ….. ve … mirasçılarının harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Mahkemece, hasım değişikliğine imkan sağlanarak, vefat eden tapu kayıt maliklerinin mirasçılık belgesini almak ve tespit olunacak tüm mirasçılarını davaya dahil etmek üzere davacı vekiline yetki ve uygun bir süre verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
Ayrıca, kadastral duruma dönülme istekli uyuşmazlıklarda taraf teşkili bakımından husumetin, kadastral parselin kapsamında kalan ve iptale konu edilen imar parselinin maliklerine yöneltilmesi gerekir. 6100 sayılı HMK’nun 166. maddesi uyarınca davaların aynı sebepten doğması veya biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde her iki dava arasında bağlantı var sayılır. Mahkemenin 2008/1083 Esas sayılı esasında kayıtlı dava sonunda verilecek hükmün eldeki davanın taraflarını da etkileyecek nitelikte olduğu gözetilerek farklı hukuki sonuçlara varılmasının önüne geçilmesi için incelenen davanın 2008/1083 Esas sayılı dava ile birleştirilerek görülmesi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 26.06.2015 tarihininde oybirliği ile karar verildi.