Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/13080 E. 2015/6001 K. 01.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13080
KARAR NO : 2015/6001
KARAR TARİHİ : 01.06.2015

MAHKEMESİ : Araban Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/06/2014
NUMARASI : 2013/33-2014/114

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.03.2013 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı M.. S.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davalılar , davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne 202 parsel lehine 198, 200, 201 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine geçit kurulmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalı M.. S.. temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nın 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Türk Medeni Kanununun 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Somut olaya gelince; geçit davalarında uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince en kısa ve ekonomik yerden bu arada yüzölçümü daha büyük taşınmazlardan geçit kurulması gerekir. Mahkemece davacıya ait 202 parsel lehine 198, 200 ve 201 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine geçit kurulmasına karar verilmiştir. Dosya içerisinde yer alan tapu kayıtları ve bilirkişinin raporuna ekli krokiden anlaşıldığı üzere 201 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün 198 ve 200 parsel sayılı taşınmazların yüz ölçümünden daha fazla olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece öncelikle geçitin tamamının yüzölçümü daha büyük olan 201 parsel sayılı taşınmazdan kurulup kurulamayacağı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de depo edilen geçit bedelinin depo edilerek aleyhine geçit kurulan taşınmazların maliklerine tapudaki payları oranında ödenmesine karar verilmesi gerekirken, pay oranları dikkate alınmadan paydaşlara eşit şekilde ödenmesine karar verilmesi yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.06.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.