Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/12963 E. 2015/6086 K. 02.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12963
KARAR NO : 2015/6086
KARAR TARİHİ : 02.06.2015

MAHKEMESİ : Ermenek Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 04/06/2014
NUMARASI : 2013/74-2014/335

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.10.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı, sulama arkı ve su yolunun davalıya ait 131 parsel içerisinde bırakılarak davalı adına tespit edildiğini ancak civardaki taşınmazlar için kadimden beri su arkı olarak kullanıldığını ileri sürerek sulama arkının, davalı parselinden iptaliyle kadastro paftasında su yolu ve su arkı olarak gösterilmesine karar verilmesini istemiş, kadastro mahkemesince askı ilan süresi içinde dava açılmadığından söz edilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Davacı 19.12.2012 ve 07.03.2014 tarihli dilekçeleri ile kendisine ait taşınmazın bir bölümünün davalının 131 parsel sayılı taşınmazına dahil edildiğini bu bölümün tapusunun iptaliyle adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulü ile 197 ada 131 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaliyle fen bilirkişi Y.. Ç.. ve S.. K.. tarafından düzenlenen 01.04.2014 günlü krokide “A” harfi ve kırmızı renk ile gösterilen 54.03 m2’lik alanın paftasında ark ve ark yolu olarak gösterilmesine yine anılan krokide “C” harfi ve sarı renkle gösterilen 69.25 m2’lik kısmın 197 ada 131 parsel sayılı taşınmazdan ifrazıyla, aynı ada son parsel numarası ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği anlaşılmıştır.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece yapılan keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre su arkının civardaki tüm taşınmaz malikleri tarafından kadimden beri kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkemece su arkının geçtiği bölümün davalı taşınmazının iptaliyle terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak davacının tapu iptali ve tescili bakımından harçlandırılarak usule uygun şekilde açılmış bir davası bulunmadığı halde tapu iptal ve tescil talebinin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.06.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.