Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/12859 E. 2014/12560 K. 10.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12859
KARAR NO : 2014/12560
KARAR TARİHİ : 10.11.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/12/2013
NUMARASI : 2011/970-2013/1488

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.05.2011 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, 7.. parsel, 8.. parsel sayılı taşınmazlar, 5.. ada 4.. parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 162/4862’er arsa paylı … ve .. nolu meskenler ve .. … plaka sayılı araç üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davalı K.. P.. vekili, diğer davalı Ş.. P..’ın yargılama sırasında vefat ettiğini, geride iki mirasçı olarak davacı ve davalı Kemal Ergin kaldığından aynen taksimin mümkün olabileceğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, dava konusu taşınmazlar ve araç üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 642. maddesine göre; “Mirasçılardan her biri, sözleşme veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadıkça, her zaman mirasın paylaşılmasını isteyebilir. Her mirasçı, terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla paylaştırılmasına karar verilmesini sulh mahkemesinden isteyebilir. Mirasçılardan birinin istemi üzerine hakim, terekenin tamamını ve terekedeki malların her birini gözönünde tutarak, olanak varsa taşınmazlardan her birinin tamamının bir mirasçıya verilmesi suretiyle paylaştırmayı yapar. Mirasçılara verilen taşınmazların değerleri arasındaki fark para ödenmesi yoluyla giderilerek miras payları arasında denkleştirme sağlanır…”; 650. maddesinde ise; “Mirasçılar, tereke mallarından mirasçı veya ortak kök sayısınca pay oluştururlar. Anlaşma olmazsa, mirasçılardan her biri, payların oluşturulmasını sulh mahkemesinden isteyebilir. Payların oluşturulmasında hakim, yerel adetleri, mirasçıların kişisel durumlarını ve çoğunluğun arzusunu gözönünde bulundurur. Payların özgülenmesi mirasçıların anlaşması uyarınca yapılır. Buna olanak bulunmazsa kur’a çekilir” hükmü yer almaktadır.
Bu hükümlerden açıkça anlaşılacağı üzere hakim, miras yoluyla intikal eden terekenin tamamı ve terekedeki malların herbirini gözönünde tutarak, olanak varsa taşınmazlardan herbirinin tamamını bir mirasçıya vermek suretiyle paylaştırma yapabilir.
Kanun koyucunun bu hükmü getirmekteki amacı öncelikle aynen paylaştırma isteyen mirasçılar arasındaki paylaşma konusundaki ihtilafın en uygun biçimde çözümlenmesi ve taşınmazların değerleri arasında fark bulunması halinde, gereğinde farkı para ödetmek yoluyla, denkleştirmenin sağlanmasıdır. Ayrıca payların özgülenmesinde mirasçıların anlaşması asıl olup, anlaşamazlarsa kura çekilecektir.
Bu yolla aynen paylaştırmayı gerçekleştirme olanağı olan mahkemenin mirasçıları satışa zorlayacak bir yöntemi benimsemesi olanaklı olmadığı gibi açıklanan yasal düzenlemelere de aykırıdır.
Somut olaya gelince; yargılama esnasında davalı Ş.. P.. ölüp geriye mirasçı olarak davacı ve diğer davalı K.. E.. kaldığından, 5.. ada 4..rsel sayılı taşınmazda kayıtlı 162/4862’er paylı 19 ve 20 numaralı bağımsız bölümlerin gerekirse ivaz ilavesiyle taksimin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir.
Ayrıca, 492 Sayılı Harçlar Kanunu ve eki Tarifenin karar ve ilam harcına ilişkin hükmü uyarınca karar tarihi itibariyle ….. plaka sayılı menkul mal niteliğindeki aracın satış bedeli üzerinden alınacak harcın maktu olması gerekirken hüküm sonucunda aracın satış bedeli üzerinden % 011,38 karar ve ilam harcının alınmasına karar verilmesi de doğru değildir.
Mahkemece değinilen bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 10.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.