Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/12693 E. 2014/12529 K. 10.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12693
KARAR NO : 2014/12529
KARAR TARİHİ : 10.11.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/01/2014
NUMARASI : 2009/1105-2014/5

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.10.2009 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 08.01.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, irtifak hakkına yönelik müdahalenin önlenmesi ve tecavüzlü binanın yıkımı isteğine ilişkindir.
Davalı Diyanet İşleri Başkanlığı davanın husumetten reddini talep etmiştir.
Mahkemece davalı Diyanet İşleri Başkanlığı irtifak hakkına konu olan ve dava konusu taşınmazın da içinde bulunduğu 1561 no’lu parselde hissedar olmadığından davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanunun 4379 sayılı Kanun ile değişik 35. maddesi ile cami ve mescitlerin yönetiminde Diyanet İşleri Başkanlığı görevli kılındığından, davanın ayrı bir tüzel kişiliği olan Diyanet İşleri Başkanlığına karşı açılması yerindedir.
Bu nedenle mahkemece işin esasına girilerek tarafların delilleri toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 10.11.2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y

Dava, enerji nakil hattı irtifakına elatmanın önlenmesi ve kal istemi ile açılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, caminin “S.. Yavuz Sultan Selim Cami Yaptırma ve Y.. Derneği” tarafından yapıldığını, yönetiminin Diyanet İşleri Başkanlığına ait olduğunu, tüzel kişiliği olmayan ve taşınmaz mal edinme imkanında bulunmayan kurum aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı Başkanlığın 1.. no’lu parselde hissedar olmadığından husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK’nın 718. maddesine göre yasal sınırlamalar saklı kalmak koşuluyla arazi mülkiyeti kapsamına üzerindeki yapılar da girer. Kal isteği bulunduğundan davanın tapu kaydında malik olanlar kimse onlara karşı açılması gerekmektedir. 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanunun 35. maddesine göre, hakiki ve hükmi şahıslar tarafından yapıldığı halde izinli veya izinsiz olarak ibadete açılmış bulunun cami ve mescitlerin yönetiminin 3 ay içinde Başkanlığa devredileceği hükmüne yer verilmiştir. Anılan yasal düzenleme, sadece cami ve mescitler ile ilgili olarak oluşturulmuş bir yönetim varsa bunun 3 ay içinde Başkanlığa devredilmesini düzenlemekte, gerçek veya tüzel kişilerin cami inşaa ettikleri özel mülkiyetlerine dahil taşınmazların mülkiyetinin devri veya niteliğinin değiştirilmesi ile ilgili bulunmamaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı ibadete açılmış cami ve mescitlere imkanlar nisbetinde kadro tahsis eder, buralarda görev yapanların mesleki ehliyetleriyle ilgili esas ve usulleri düzenler ve atamalarda bulunur. Kısaca cami ve mescitlerin yönetim ve denetimi adı geçen Başkanlığa aittir. Mülkiyeti ise tapu kaydında malik bulunanlardadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2010/4-4 Esas 2010/56 Karar ayrıca, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 18.12.2008 tarihli 2008/12971 Esas 2008/15496 Karar sayılı ilamları da bu doğrultuda olduğundan mahkemece husumet nedeniyle davanın reddine karar vermesi usul ve yasaya uygun olup verilen hükmün onanması gerekir.
Açıklanan sebeplerle sayın çoğunluğun hükmün bozulmasına dair kararı katılmıyorum.