Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/12323 E. 2015/2809 K. 16.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12323
KARAR NO : 2015/2809
KARAR TARİHİ : 16.03.2015

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.07.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın süre yönünden reddine dair verilen 06.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı, dava dışı … ve…’nun dava konusu 25, 26 ve 27 sayılı parsellerin öncesi olan 1484 ada 16, 2779 ada 2, 7, 8, 9, 13 ve 15 sayılı parsellerde müşterek malik iken 15.05.2012 tarihinde paylarını satış yoluyla davalıya devrettiklerini, noter aracılığı ile bildirim yapılmadığını ileri sürerek önalım hakkına dayanarak söz konusu payların adına tescilini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davacının dava konusu taşınmazlarla ilgili olarak düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olduğunu ayrıca, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/593 Esas sayılı dosyasında davacı ve diğer arsa sahipleri aleyhine açmış oldukları sözleşmenin aynen ifası, mümkün olmaması halinde aktin feshi nedeniyle tazminat davasının derdest olduğunu, davacının kötüniyetli olduğunu, hak düşürücü süre ve esas yönünden davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, satışın 15.02.2012 tarihinde gerçekleştiği davacının da vekili aracılığı ile tapuda 2012 tarihinde intikal işlemi yaptırdığı, 24.05.2013 tarihinde taşınmazların ifrazının gerçekleştiği, davacının bu tarihlerde hisse satışından haberdar olduğu, önalım hakkını 3 aylık yasal süre içerisinde kullanılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkı taşınmaz payının tapuda davalıya satışının yapılmasıyla doğup, TMK 733/4. maddesinde belirtilen sürelerin dolmasıyla sona erer. TMK’nın 733/3. maddesi gereği taşınmazdaki pay satışının alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesinden sonra üç aylık hak düşürücü süre işlemeye başlar. Satış işleminin noter aracılığıyla bildirimi dışındaki bir yolla paydaşların satışı öğrenmesi TMK’nın 733/3. maddesindeki üç aylık hak düşürücü süre başlangıcı olarak kabul edilemez. Yasanın bu amir hükmü karşısında davacının pay devrine ilişkin noter aracılığıyla bildirim dışında bir yolla bilgisinin bulunduğu savunması yasaya uygun düşmeyecektir.
15.0.2012 tarihinde tapuda yapılan satış işlemi noter aracılığı ile davacıya bildirilmediğinden davacının pay satışından bilgisi bulunduğuna ilişkin mahkeme gerekçesi de yerinde değildir. TMK’nın 733. maddesinde belirtilen 3 aylık hak düşürücü süre henüz başlamadığı gibi 2 yıllık hakdüşürücü süre dolmadığından davanın esasına girilerek, tarafların göstermiş olduğu deliller toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.03.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.