Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/12044 E. 2014/12314 K. 04.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12044
KARAR NO : 2014/12314
KARAR TARİHİ : 04.11.2014

MAHKEMESİ : Kumluca 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 18/06/2013
NUMARASI : 2012/53-2013/384

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.02.2012 gününde verilen dilekçe ile ölünceye kadar bakım sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 18.06.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, ölünceye kadar bakım sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bakım alacaklısı A.. K..’ın 05.01.1993 tarihinde vefat ettiği, sözleşmenin ifasının 10 yıl süre içinde istenmesi gerektiğinden süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Zamanaşımı, kanunda belirtilmiş olan süresi içinde talep ve dava edilmemiş olan alacakların özüne dokunmamakla beraber “dava edilebilme vasfını kaybetmesi” sonucunu doğuran bir süre geçimidir. Hak düşürücü süreden farklı olarak, zamanaşımında borç sona ermemekte ve fakat dava edilebilme olanağı kalmamaktadır. Diğer taraftan, hak düşürücü sürenin varlığını hakimin kendiliğinden (re’sen) gözetmesi gerekirken, zamanaşımının varlığı def’i olarak ileri sürülürse dikkate alınabilir (BK m.140). Dolayısıyla, zamanaşımı borçluya sadece bir def’i hakkı verir. Buna da zamanaşımı def’i denilmektedir. Somut uyuşmazlıktaki sürenin niteliği hakdüşürücü süre değil, zamanaşımı süresidir.
Ölünceye kadar bakım sözleşmelerinde yasa özel bir zamanaşımı süresi öngörmemiştir. Burada uygulanacak zamanaşımı Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmünce 10 yıllık zamanaşımıdır. Kuşkusuz bu süre sözleşmenin yapıldığı tarihten değil alacağın muaccel olduğu, yani bakım alacaklısının öldüğü tarihten başlar. Ölünceye kadar bakım sözleşmesinin konusu olan eşya taşınmaz mal ise ve sözleşmenin yapılması ile bakım borçlusuna teslim edilerek onun fiili kullanımına terk edilmiş ise dava 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra da açılabilir. Böylesine durumlarda zamanaşımı savunmasında bulunmak TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmayacağından bu savunmaya değer verilemez.
Somut olaya gelince; davacı, Kumluca Noterliğinin 12.06.1980 tarihli ve Antalya … Noterliğinin 27.04.1988 tarihli ölünceye kadar bakma sözleşmelerine dayanarak dava konusu taşınmazda A.. K..’a murisinden intikal eden hissenin tapusunun iptali ve adına tescilini istemiştir. Kumluca Sulh Hukuk Mahkemesinin 24.03.2004 tarihli ve 2003/382 Esas, 2004/106 Karar sayılı ilamı ile muris A..K..’ın mirasçısının Hazine olduğunun tespitine karar verilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere uyuşmazlıkta sürenin niteliği zamamaşımı süresi olup davalı Hazine tarafından zamanaşımı def’inde bulunulmadığı halde mahkemece resen nazara alınması doğru görülmemiştir.
Kaldı ki, dava konusu 1.. parsel sayılı taşınmazda bulunan elbirliği mülkiyeti Kumluca Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/314 Esas – 2010/272 Karar sayılı ilamı ile paylı mülkiyete çevrilmiş ve bu karar 14.09.2010 tarihinde kesinleştirilerek tapuda infazı 16.02.2011 tarihinde sağlanmıştır. Dava konusu taşınmazda ifa olanağı, elbirliğinin çözüldüğü tarihte doğduğundan zamanaşımın da bu tarihten itibaren başlaması gerekir.
.Açıklanan nedenlerle, mahkemece işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde zamanaşımından davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.