Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/11806 E. 2014/14794 K. 23.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11806
KARAR NO : 2014/14794
KARAR TARİHİ : 23.12.2014

MAHKEMESİ : Konya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/04/2014
NUMARASI : 2013/321-2014/265

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.05.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 23.12.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. B.. P.. geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafların sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı, paydaşı olduğu . parsel sayılı taşınmazda dava dışı önceki paydaşın payını 09.04.2013 günü satış yoluyla davalıya devrettiğini, bildirim yapılmadığını, önalım hakkına engel olmak için bedelin yüksek gösterildiğini ileri sürerek, gerçek değer veya tapu bedeli üzerinden önalım nedeniyle payın adına tescilini istemiştir.
Davalı, bedelde muvazaa bulunmadığını belirterek tapu bedeli üzerinden davayı kabul ettiğini aksi halde davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, keşif sırasında belirlenen bedel depo ettirilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, 923,91 m² yüzölçümünde ve arsa niteliğindeki .. parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının muhdesat bilgileri sütununda .. no’lu bina M.. Ç..’a, . ve .. no’lu binalar M.. T..T..e, .. no’lu bina da M.. A.. Ç..a ait olduğu yazılıdır. 06.01.2014 tarihinde yapılan keşif sırasındaki mahkeme gözleminde taşınmazda üç adet müstakil ev bulunduğu saptanmıştır. Bilirkişi kurulunun 29.01.2013 günlü raporuna ekli krokide de taşınmaz üzerindeki üç adet bina gösterilmiştir. Davalı, çekişme konusu 78/240 payın mülkiyetini dava dışı paydaş M..A..Ç..’dan 09.04.2013 günlü satış yoluyla edinmiştir. Taşınmazda fiili taksim bulunup bulunmadığı taraflarca ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Mahkemece fiili taksime ilişkin bir araştırma yapılmamıştır. Bu nedenle, taşınmazda fiili taksim bulunup bulunmadığı araştırılmalı, eylemli paylaşımın bulunduğunun anlaşılması halinde davanın reddi gerekir.
Taşınmazda eylemli paylaşım bulunmadığının anlaşılması halinde ise davanın kabulü gerekir. Uyuşmazlıkta.parsel sayılı taşınmazda çekişme konusu 78/240 pay dava dışı paydaş M..A..tarafından 09.04.2013 tarihinde 240.000TL bedelle davalıya satış yoluyla devredilmiştir. Davacı satış bedelinin önalıma hakkına engel olmak için yüksek gösterildiğini iddia etmiştir. Davacı satış sözleşmesinin tarafı bulunmadığından bedelde muvazaa iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlaması mümkündür. Somut olayda, davacı tanıkları dava konusu payın davalıya hangi bedel ile satıldığına ilişkin bir beyanda bulunmamışlardır. Bilirkişi kurulunun 29.01.2013 günlü raporunda pay ve üzerindeki binanın toplam 164.855 TL değerinde olduğu saptanmıştır. Muvazaa iddiasının kanıtlanması için keşif tek başına yeterli bulunmayıp, diğer kanıtların tamamlayıcı unsurudur. Bu nedenle, taşınmazda fiili taksim bulunmadığının anlaşılması halinde davacıya tapuda gösterilen satış bedeli ile masrafların toplam bedelini depo etmek üzere süre verilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcan istek halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
23.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.