YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1150
KARAR NO : 2014/5400
KARAR TARİHİ : 28.04.2014
MAHKEMESİ : Safranbolu Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/06/2013
NUMARASI : 2008/230-2013/301
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.05.2008 ve 27.12.2010 gününde verilen dilekçe ile mecra hakkı tesisi istenmesi üzerine davaların birleştirilerek yapılan duruşma sonunda; davanın ve birleştirilen davanın kabulüne dair verilen 11.06.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı R.. K.. ve davalı H..K… tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, TMK’nın 744. maddesi uyarınca mecra hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, maliki olduğu ..parsel sayılı taşınmazından çıkan su kaynağı ile yine davacının maliki olduğu .. parsel sayılı taşınmazlar arasında yer alan davalılar adına tapuda kayıtlı .. ve .. parsel sayılı taşınmazlar üzerinden .. parsel sayılı taşınmazı lehine su yolu mecra hakkı kurulmasını istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı R.. K.. ve davalı H.. K.. temyiz etmiştir.
TMK’nın 744. maddesi uyarınca “Her taşınmaz maliki, uğrayacağı zararın tamamının önceden ödenmesi koşuluyla su yolu, kurutma kanalı, gaz ve benzerlerine ait boruların, elektrik hat ve kablolarının, başka yerden geçirilmesi olanaksız veya aşırı ölçüde masraflı olduğu takdirde, kendi arazisinin altından veya üstünden geçirilmesine katlanmakla yükümlüdür.”
Mecra irtifakı kurulması istemine ilişkin davalarda, irtifak hakkı taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından, leh ve aleyhine irtifak hakkı kurulması istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına mecra irtifakı kurulacak taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise, dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkin davalar, özünü komşuluk hukuku ilkelerinden alması nedeniyle yapılacak araştırma ve incelemede, öncelikle davacının mecra ihtiyacının bulunup bulunmadığı saptanmalıdır. İhtiyacın saptanması halinde de, çevre taşınmazların tamamının üzerinde irtifak hakkı kurmaya elverişli olup olmadığı incelenip, hukukun genel bir ilkesi olan “fedakârlığın denkleştirilmesi ilkesi” uyarınca taraf yararları da gözetilerek en az masrafı gerektiren ve bundan da en az zarar görecek kişi taşınmazı üzerinden mecra irtifakının bağlanacağı su, elektrik, gaz ve benzerine ait yol ya da kaynak ile yararına mecra hakkı kurulan taşınmaz arasında kesintisiz bağlantı sağlayacak şekilde kurulmalıdır. Ayrıca mecranın niteliği, nasıl ve hangi araçlarla geçirileceği ayrıca belirlenerek kararda gösterilmelidir.
İrtifak hakkının bedeli, taşınmazların niteliğine göre uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak saptanmalı ve bedel hükümden önce mahkeme veznesine depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Davanın niteliği gereği, yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Anılan maddenin son fıkrası uyarınca, istem halinde gideri davacı tarafından karşılandığında mecra hakkının tapu siciline kaydına da karar verilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacı, maliki olduğu 109 parsel sayılı 1.398,00 m2 ev ve bahçe cinsli taşınmazın su ihtiyacını karşılamak amacıyla, davalılara ait tarla niteliğindeki taşınmazlardan mecra irtifakı kurulmasını istemiş ise de; zorunlu su mecra hakkı kurulmasına ilişkin istemlerde, isteği öne süren kişinin zorunlu su mecrası kurulmasına ihtiyacı olup olmadığının saptanması, taşınmazının bu ihtiyacını kendi içinde (örneğin sondaj kuyusu açılmak suretiyle) karşılama olanağı olup olmadığı hususunun açıklığa kavuşturulması, ayrıca taşınmazın suya ihtiyaç duyup duymadığının da duraksamasız belirlenmesi, belirtildiği gibi su ihtiyacı varsa bunu kendisinin aşırı zahmet ve gidere katlanarak başka yoldan sağlayıp sağlamayacağının tespiti hususlarının değerlendirilmesi gerekir. Mahkemece bütün bu yönler üzerinde durulmadan eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; 86 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı getirtilerek mecra hakkı kurulan taşınmazlar arasında kesintisiz bağlantının sağlanması, infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde mecra geçişinin ne şekilde olacağı (örneğin toprak altından büz döşenerek) hüküm sonucunda belirtilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatıranlara iadesine 28.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.