Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/11400 E. 2014/13108 K. 19.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11400
KARAR NO : 2014/13108
KARAR TARİHİ : 19.11.2014

MAHKEMESİ : Milas 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 19/09/2012
NUMARASI : 2008/538-2012/577

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 31/12/2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil ve tazminat, kabul edilmediği takdirde ödenen bedelin iadesi ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 19/09/2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı, 1.. ada 4.. parsel sayılı taşınmaz C .. blok .. numaralı (vaziyet planında 9. numaralı) bağımsız bölümün 06.02.2006 tarihli sözleşme ile davalıdan satın alındığını, sözleşme şartlarını yerine getirdiği halde davalının devir ve temlikten kaçındığını belirterek dava konusu taşınmazın üzerindeki tüm haciz, şerh ve takyidatlardan arındırılmış olarak tapu kaydının iptali ile adına tescilini, eksik işlerin tespiti ile giderilmesi için gerekli olan masrafın, cezai tazminatın davalıdan tahsilini, kabul edilmediği takdirde ödenen bedelin efektif satış kuru üzerinden TL karşılığının, gecikme cezasının ve cezai tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, yargılamaya katılmamıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 1.. ada 474 sayılı parsel üzerindeki C .. blok, . numaralı bağımsız bölümün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile tüm takyidatlardan arındırılarak davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Haciz, kesinleşmiş icra takibinin konusu olan bir alacağın ödenmesini teminen borçluya ait ve haczi kabil bulunan mallara bir bakıma takibi yapan icra müdürlüğünün el koyması işlemidir.
İcra İflas Kanununun 91. maddesi hükmü gereğince gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında ilişki kurulur ve tasarruf yetkisi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi anlamında kısıtlanmış olur. Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle hak sahibine eşya üzerinde dolaylı da olsa hâkimiyet kurma hakkı sağlamaz ise de tasarruf yetkisinin dar anlamda kısıtlanması sonucunu doğurduğundan taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir.
Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de terkini mümkündür.
Bu tür davalar tapu sicilindeki haciz lehtarı davalı gösterilmek suretiyle adli yargı yerinde görülmelidir.
Somut olayda; dava konusu 1.. ada 474 sayılı parseldeki C .. blok, .. numaralı bağımsız bölümün tapu kaydı üzerinde şerhlerin bulunduğu görülmektedir. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında res’en gözetilmesi gerektiğinden mahkemece, bu şerhlerin lehtarları davaya dahil edilmek suretiyle taraf teşkili sağlandıktan sonra hüküm kurulması gerekirken belirtilen husus gözetilmeden taşınmazın tüm takyidatlardan arındırılmak suretiyle davacı adına tesciline karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz istemlerinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.