Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/11305 E. 2015/2205 K. 27.02.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/11305
KARAR NO : 2015/2205
KARAR TARİHİ : 27.02.2015

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı tarafından, davalılar aleyhine 05.07.2010 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R
Davacı, maliki bulunduğu 131 ada 277 parsel sayılı taşınmazının genel yola bağlantısı bulunmadığını ileri sürerek, davalılara ait 131 ada 268, 273, 286, 287, 288 ve 289 parsel sayılı taşınmazlardan geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın davalı … açısından kabulüne, davacının maliki olduğu 131 ada 277 parsel sayılı taşınmaz lehine, 19/03/2014 tarihli teknik bilirkişi … tarafından düzenlenmiş krokide 3. alternatif olarak ve kahverengi renkle gösterilen 131 ada 286 ve 131 ada 290 parsel sayılı taşınmazlardan 3 m genişliğinde 146.66 m uzunluğunda, 437.49 m2 kısmından geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı … vekili temyiz etmiştir.
Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergâh saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazların kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi olanaklı değil ise bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Geçit davalarında uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince öncelikle yüzölçümü daha büyük olan parseller üzerinden geçit kurulması tercih edilmelidir.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Somut olayda; dosya içerisindeki pafta sureti ve krokilere göre kuzeydeki 291 no’lu parselin aleyhine geçit kurulan taşınmazlardan daha büyük olduğu açıkça anlaşıldığından mahkemece 19.03.2014 tarihli bilirkişi raporu ve krokisinde yeşil renkle, B harfi ile gösterilen 2 numaralı alternatiften geçit kurulup kurulamayacağı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, belirtilen husus gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 27.02.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.