Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/10955 E. 2014/14789 K. 23.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10955
KARAR NO : 2014/14789
KARAR TARİHİ : 23.12.2014

MAHKEMESİ : Şile Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/05/2014
NUMARASI : 2013/159-2014/129

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.05.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalı, yapılan işlemin satış değil bağış olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, davalı Yasemin’e ait tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir.
Paylı mülkiyet halindeki taşınmazın paydaşı payını karı-kocaya evlada veyahut akrabaya temlik ederse şeklen satış olarak gösterilen bu aktin gerçekte satış olmayıp miras hakkına bağlı veya hibe gibi maksada yönelik işlem olduğu iddia ve ispat edilirse önalım hakkının ileri sürülemeyeceği 27.03.1957 günlü ve 12/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça belirtilmiştir. Bu yöndeki savunmanın tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Anılan İçtihadı Birleştirme Kararı sözleşmede taraf olan kişinin işlemde muvazaa savunmasında bulunamayacağı kuralının bir istinasıdır.
Somut olayda; dinlenen tanıklar Emel ve Atiye’nin beyanları, dosya içerisindeki diğer bilgi ve belgelerden davalı Halit ile Yasemin’in baba-kız olduğu, pay devrinin satış olmayıp gerçekte bağış olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.12.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.