Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/10868 E. 2014/14738 K. 22.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10868
KARAR NO : 2014/14738
KARAR TARİHİ : 22.12.2014

MAHKEMESİ : Torbalı Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 01/07/2014
NUMARASI : 2013/138-2014/387

Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 15.03.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, .. ada .. parsel ve ..ada.. parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın mümkünse aynen taksim, mümkün olmaz ise satış yoluyla giderilmesini istemiştir.
Davalı vekili, taşınmazlar üzerindeki ortaklığın mümkünse aynen taksim yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın ortaklığının satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.
Paydaşlığın giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ve tarım arazilerinin niteliği ile imar mevzuatına göre aynen taksimin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz.
Aynen bölünerek paylaştırmanın (taksimin) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para (ivaz) eklenerek denkleştirme sağlanır. Paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez.
Aynen bölünerek paylaştırma (taksim) halinde teknik bilirkişiye ifraz projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz belediye veya mücavir alan hudutları içerisinde ise belediyeden, belediye dışında ise İl İdare Kurulundan 3194 sayılı İmar Kanunu ve Yönetmeliğine göre bölüşmenin (taksimin) mümkün olup olmadığı sorulur. Belediyeler veya İl İdare Kurullarınca onaylanması gereken ifraz projesinde kimlere nerelerin verileceği konusunda paydaşlar anlaşamazlarsa hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir.
Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekir.
Somut olaya gelince; 14.11.2013 tarihli ikinci keşif sonucu verilen 22.11.2013 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda taşınmazların ayrı ayrı dört parsele bölündüğü ve bunların m2 değerlerinin de ayrı ayrı belirlenerek ivazlarının tespit edildiği anlaşılmıştır. Daha sonra 12.03.2014 tarihli üçüncü keşif sonucu verilen 15.05.2014 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda da taşınmazların dört parçaya taksiminin mümkün olduğu belirtilmiştir. Davacılar kendi paylarının taşınmazlarda paylı kalmasına razı olduklarından bu şekilde aynen taksimin mümkün olup olmadığının onay makamından sorularak mümkün olması halinde kura çekmek suretiyle taşınmazların aynen taksimine karar verilmesi gerekirken satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmesi doğru görülmemiş bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 22.12.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.