Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/10836 E. 2014/11429 K. 20.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10836
KARAR NO : 2014/11429
KARAR TARİHİ : 20.10.2014

MAHKEMESİ : Simav Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/05/2014
NUMARASI : 2014/1-2014/274

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.09.2004 gününde verilen dilekçe ile meranın aidiyetinin tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı köy tüzel kişiliği, dava konusu 109 ada 120 ve 121 parsel sayılı taşınmazların kadim yaylaları olduğunu, davalı köyün bu taşınmazlarda ortak yararlanma hakkının bulunmadığını belirterek taşınmazların kendi köylerine ait yayla olduğunun tespiti ile özel siciline yazılmasını istemiştir.
Davalı köy tüzel kişiliği, dava konusu taşınmazlarda kendi köylerinin de yararlanma hakkı olduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş hüküm Dairemizce; dava konusu taşınmazlar 2003 yılında kadastro çalışmaları ile 109 ada 120 ve 121 parsel numaralarını almış ve taraf köylerin ortak yaylası olarak tespit edilmiştir. Davacı köy, dava konusu taşınmazların kendilerine ait kadim yaylaları olduğunu belirtmiş ayrıca 1937 tarih 87, 88 ve 89 tahrir nolu vergi kayıtlarına dayanmıştır. Davacı köyün dayandığı vergi kayıtları incelendiğinde taşınmazın niteliğinin tarla olarak dava dışı gerçek şahıslar yararına düzenlendiği görülmektedir. Taşınmazların yayla olduğu hususu taraflar arasında tartışmasızdır. Bu durumda kamu malı niteliğinde yayla olduğu sabit olan taşınmazlarda davacı köyün dayandığı, tarla niteliği ile gerçek kişiler yararına tesis edilen vergi kayıtları bir hüküm ifade etmez. Vergi kayıtlarına istinaden davacı köyün isteminin kabulü doğru olmamıştır.
Ne var ki; davacı köy davasında, “kadim hakka”dayanmıştır. Mahkemece taraf köylerin dava konusu taşınmazlarda kadim hakları yönünden yapılan inceleme ve araştırma ise hüküm vermeye yeterli değildir. Bu durumda mahkemece yukarda belirtilen ilkeler gözetilerek, komşu köylerden yöreyi iyi bilen yaşlı tarafsız kişilerden en az üç mahalli bilirkişi eşliğinde keşif yapılarak taşınmazlarda sadece davacı köyün kadim yararlanma hakkı bulunduğunun tespiti halinde davanın kabulüne, taraf köylerin ortak yararlanma haklarının olduğunun anlaşılması halinde ise davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir”gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
24.04.2014 tarihli keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler M.. G.., V.. Ç.., M..K.. davacı köyün hayvanlarını dava konusu yaylalarda otlattıklarını, bunun yanı sıra ev yaptıklarını ve yaz aylarında bu evleri kullandıklarını bu şekilde dava konusu yaylalardan istifade ettiklerini, kışın köye döndüklerini belirtmişlerdir. Aynı bilirkişiler davalı köyün de kadimden beri hayvanlarını davaya konu taşınmazda otlattıklarını bu şekilde dava konusu yaylalardan yararlandıklarını ifade etmişlerdir.
Tarafların iddia ve savunmaları dinlenen mahalli bilirkişi beyanları ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu 109 ada 120 ve 121 parsel sayılı taşınmazlardan her iki köyün kadimden beri yayla olarak yararlandıkları, kadim yararlanma haklarının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece yayla niteliğindeki 109 ada 120 ve 121 parsel sayılı taşınmazlardan davacı ve davalı köylerin müştereken yararlanma haklarının bulunduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 20.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.