Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/10568 E. 2014/13133 K. 19.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10568
KARAR NO : 2014/13133
KARAR TARİHİ : 19.11.2014

MAHKEMESİ : Akyazı Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/09/2013
NUMARASI : 2012/331-2013/521

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.02.1981 ve birleştirilen dosyada 25.11.1983 gününde verilen dilekçeler ile tapu iptali ve mera olarak sınırlandırma ve müdahil H.. H.. tarafından tapu iptal ve mera olarak sınırlandırma istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 06.09.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Y.. K.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı S.. K.. dava ve birleştirilen davasında, 1… ve 1.. sayılı parsellerin mera niteliğinde ve her iki köyün ortak kullanımında olduğunu, davalı adına oluşturulan tapu kayıtlarının iptali ile mera olarak sınırlandırılmasını istemiştir.
Davaya müdahil olan H.. H.. dava konusu 1.. ve 1.. parsel sayılı taşınmazların mera olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile mera olarak sınırlandırılmasını istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazların köyün özel mülkiyetine tabi olduğunu, gelir getiren başka kaynaklarının bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulü ile kullanım hakları ortak olmak üzere taşınmazların mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 50. maddesinde medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın davada taraf ehliyetine de sahip olacağı, 51. maddesinde dava ehliyetinin medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği, 114/d maddesinde ise taraf ve dava ehliyetinin dava şartlarından olduğu ve 115. madde uyarınca da mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı belirtilmektedir.
4721 sayılı TMK’nın 47. 48. 49 ve 50. maddelerinde de tüzel kişiliğin kazanılması, hak ehliyeti ile fiil ehliyeti ve bunun kullanılmasına ilişkin hükümler yer almaktadır.
442 sayılı Köy Kanununun 37/7 maddesi uyarınca da köy tüzel kişiliği adına dava açmak ve açılan davayı takip yetkisi köy muhtarına aittir. Köy muhtarının hukuki bir engelinin çıkması durumunda bu yetki aynı Kanunun 33/b maddesine göre köy derneğinin seçeceği temsilciye tanınmıştır.
Ancak. On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi Ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince;
1- Aydın. Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla.
Ordu, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.
2-  Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kayseri. Konya. Mersin, Sakarya ve Samsun büyükşehir belediyelerinin sınırları il mülki sınırlarıdır.
3-  Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.
Aynı Kanunun Geçici 1. maddesinin 13. fıkrasında; “1. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olur” hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm Kanunun “Yürürlük” başlıklı 36. maddesi uyarınca ilk mahalli idareler genel seçiminin yapıldığı 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Somut olaya gelince; Davacı ve davalı köylerin 6360 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen hükümleri gereğince tüzel kişiliği kaldırılarak mahalle olarak A.. ilçesinin belediyesine katılmaları nedeniyle görülmekte olan davada taraf sıfatları kalmadığından ve davacı ile davalı sıfatlarının birleşmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerin katıldıkları belediyelere iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
19.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.