Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/10325 E. 2014/14068 K. 09.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10325
KARAR NO : 2014/14068
KARAR TARİHİ : 09.12.2014

MAHKEMESİ : Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/09/2013
NUMARASI : 1998/1-2013/746

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 31.12.1997 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine dair verilen 12.09.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı H.. G.. vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 09.12.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. A.. Ç.. ile karşı taraf kayyım vekili Av… geldi, başka gelen yok. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafların sözlü beyanları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KA R A R
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece, kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacının dayanağı Bodrum 1. Noterliğinin 12.01.1988 tarihli satış vaadi sözleşmesi uyarınca davalıların murisi satış vaadi borçlusu H.. A..’ın dava konusu ..parsellerde gerek adına kayıtlı gerekse muris ve muris evvelleri adına kayıtlı olup da diğer vereselerle birlikte irsen ve teselsülen kendisine intikal etmesi gereken tüm miras hak ve hisselerini davacıya satmayı vaat ettiği görülmektedir.
Kesin hüküm 6100 sayılı HMK’nın 303. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın, taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.
Mahkemece kesin hüküm olarak kabul edilen Bodrum Asliye Hukuk Mahkemesinin 1992/141 Esas, 1995/629 Karar sayılı ve 1995/752 Esas, 1997/341 Karar sayılı ilamları dava konusu taşınmazlardaki davalıların murisi H.. A.. adına tapuda kayıtlı hisselere ilişkindir. Oysa bu dava, davalıların murisi Hüseyin’in murisi evvelleri olduğu belirtilen tapudaki paydaşları “Mustafa” ve “H.. H..”’in paylarına yönelik olup kesin hükmün varlığından söz edilemez.
Dosya içerisindeki mirasçılık belgelerine göre, dava konusu taşınmazların paydaşlarından H.. A..’ın aynı zamanda diğer paydaşlardan M..ve H..H..’in mirasçısı olduğu görülmektedir. Bu nedenle davacı tarafça H.. A..’ın mirasçılık belgesine göre belirlenen mirasçılarına husumet yöneltilmiştir. Ne var ki, davalıların murisi evvelleri olduğu anlaşılan paydaşlar H.. H..ve M.. davada tayin edilen kayyım tarafından da temsil edilmektedir.
Bu çelişkinin giderilmesi için, davacıya kayyım tayini kararının iptali hususunda uygun bir süre verilerek usulüne uygun taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalı H.. A.. mirasçılarından alınarak davacıya verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.