Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/10130 E. 2014/14355 K. 15.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10130
KARAR NO : 2014/14355
KARAR TARİHİ : 15.12.2014

MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/12/2013
NUMARASI : 2012/1063-2013/734

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.12.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davalı vekili, 12.12.2012 tarihinde müvekkil ile babası arasındaki taşınmaz pay satışının gerçek bir satış olmadığını miras hukukuna bağlı maksat ve mülahazalarla yapılmış hibe nitelikli temlik işlemi olduğunu, davacı kardeşinin kötü niyetle açmış olduğu davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davalının cevap dilekçesini yanlış mahkemeye verdikten sonra HMK’nın 240/2. maddesi gereğince yeni bir tanık listesi verilemeyeceği kaldı ki davalının cevap dilekçesinde kendi muvazaasına dayanmasının mümkün olmadığı nedeniyle davanın kabulüne .. sayılı parsel .. m2 bağ cinsli taşınmazda davalının 1/3 payının iptali ile davacı adına tesciline, depo edilen önalım bedelinin davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Paylı mülkiyet halindeki taşınmazın paydaşı payını karı-kocaya, evlada veyahut akrabaya temlik ederse şeklen satış olarak gösterilen bu akdin gerçekte satış olmayıp miras hakkına bağlı veya hibe gibi maksada yönelik işlem olduğu iddia ve ispat edilirse önalım hakkının ileri sürülemeyeceği 27.03.1957 tarihli ve 12/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça belirtilmiştir. Bu yöndeki savunmanın tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı sözleşmede taraf olan kişinin işlemde muvazaa savunmasında bulunamayacağı kuralının bir istinasıdır.
Bu durumda davalının önalıma konu payın aslında satış değil babası tarafından kendisine yapılan bağış olduğu savunması üzerinde durularak tarafların delilleri toplanıp neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.