Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/10054 E. 2014/11862 K. 27.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10054
KARAR NO : 2014/11862
KARAR TARİHİ : 27.10.2014

MAHKEMESİ : Ordu 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/05/2014
NUMARASI : 2010/620-2014/444

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.10.2006 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan A.. A.. ve H.. A.. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Dava, TMK’nın 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Bir kısım davalılar vekili, cevap dilekçesinde davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 120 ada 59 parsel sayılı taşınmaz yararına 120 ada 60 ve 61 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalılardan A.. A.. ve H.. A.. vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
TMK’nın 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Somut olaya gelince; mahkemece bozmadan önce olduğu gibi zeminde mevcut fiili yolun geçtiği 1 numaralı güzergahtan geçit kurulduğu görülmüştür. Ancak bu şekilde aleyhine geçit kurulan parsellerin ekonomik kullanım bütünlüğünün bozulması nedeniyle, davalıların mağduriyetinin önlenmesi için geçit bedelinin bir miktar daha artırılması gerekir.
Ayrıca; bu tür davalarda gerekçesi açıklanmadan, tarım arazilerinde 2,5-3 metreden fazla genişlikte geçit hakkı tesisi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılardan A.. A.. ve H.. A.. vekili temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.10.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.